bir mimar; ve cephe Çevresinden ve programından bağımsız bir cephe tasarlamak doğru değil. Bunu mimarlığın, heykel tarafını öne çıkaran bugünün büyük batılı mimarları yapıyorlar. Mesele Gehry, Bilbao'da müze yaptığı zaman çevresindeki yapıların malzemesini hiç düşünmeden, kesin bir kontrast içinde, titanyum kaplı eğik yüzeyler yapıyor. Böyle düşünmediğim için örneğin bir konut binasının kagir gibi görünmesini tercih ediyorum. Konut binasında metal kaplamayı suni ve soğuk buluyorum. Konut bence beton, kagir malzemeyle yapılmalı. Taş, seramik veya fibrobeton olabilir. Ve tabii pencereleri görünen bir cephe olmalı. Mesela Metrocity binamızın konut bölümleri bu şekildedir. Ama büro bloğu, çağdaş bir büro gibi kısmen metal ve cam kaplıdır. Birinin büro, diğerinin de konut olduğu bellidir. 1960'11 yıllarda yaptığımız yapılarda, o zamanın modern mimarisinin de etkisiyle geniş açıklıklı bol camlı yapılar tasarlıyorduk. O zaman dünyada enerji sorunu da yoktu, enerji tasarrufu kavramı da yoktu. Fakat bu yapılar bugün için problem olmaya başladı. Mesela o yıllarda Ankara'da yaptığımız iki bin kişilik yurt binasının camları çok büyüktür. İmkanım olsa o cepheyi değiştirmek isterdim. 34 ÇATVI ECEPHE TEKNOLOJİLERİ 03/ 2006 Bugünkü aklımız olsa İMÇ'de çok daha küçük pencereli bir cephe tasarlardık İMÇ'yi tasarlarken cephesinin sağlam, işlevsel ve çevresiyle uyumlu olması gerektiğini düşünmüştük. Bu nedenle kolay bozulmaması için sağır yüzeyleri brüt beton ve taş kaplama yapmıştık. Sıva olsa daha çabuk bozulur diye düşünüyorduk. Cam yüzeyleri ise gerçekte arka cepheler olduklarından, çirkin görünmemeleri için kafeslerle kapatmıştık. Cüzi bir bölümü açık, bir kısmı da kafes. Hem ışık almasını sağlamış, hem de içini göstermemesini hedeflemiştik. Fakat sonradan anlaşıldı ki kullanıcıların kültürel nitelikleri ve yapı kullanma alışkanlıklarını çok iyi hesaplayamamışız. Zaman içinde bu kafesler mal sahipleri tarafından söküldü. Kimisi arka cepheye de vitrin koymak istedi. Ama aynı tarihlerde, aynı kafesleri kullandığımız Birleşik Alman İlaç Fabrikası bozulmadan hala aynı şekilde duruyor. O mal sahipleri yapıyı koruyor ve saygı gösteriyorlar. İMÇ'deki mal sahipleri ise kendi malları diye ihtiyaçlarına göre cephelerde değişiklikler yapıyorlar. Her bir dükkanın cephesinde neredeyse ayrı bir doğrama sistemi kullanılıyor. Kimi tamamen söküp yekpare cam yapıyor, güneş korumayı vs hiç düşünmüyor. O cepheyi tasarlarken bugünkü aklımız olsaydı çok daha dolu, daha küçük pencereli bir cephe yapardık. Coğrafyanın olanaklarına uygun cepheler zamana tahammül ediyor Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde Makine ve Elektrik Fakültesi ile merkez binaları taMetrocitv .. :~-- ---'==- :::•::: :::•::: :::•::: :::a::: ======••====== ======••====== ===•=== ==•••== = 111 :::::::: - -------- - -------- Halk Bankası Genel Müdürlük Binası sarlarken, İMÇ'den bazı deneyimler kazanmaya başlamıştık. Orada bizden önce yapılmış modern, bol camlı yapıların doğramalarının iki-üç sene içinde çürüdüğünü ve değiştirilmek zorunda kaldığını görmüştük. İstanbul'da, Karadenizli kalfaların yaptıkları yapılar gibi tarak sıvalı, ahşap pencereli, pencereleri de makul boyutta bir yapı tasarladık. Otuz sene sonra konferans vermeye gittiğimde o binanın aynen durduğunu gördüm. Bu binalar, yapı detaylarını doğru belirlediğimiz ve coğrafyanın olanaklarına uygun düşündüğümüz için zamana tahammül edebildiler. Nota, çalanın elinde güzelleşir veya kabalaşır Metrocity'nin konut blokları konut gibi görünür. Kagir yüzeyler içinde açılmış, odasalon ölçeğinde normal pencereler, binanın gerek yüksekliği gerekse boyutu hakkında bir fikir verir. Büro bloğu da büro olduğu hakkında fikir verir. İş Bankası'nın tasarımını biz, uygulamasını ise Amerikalı bir mimarlık bürosu yapmıştı. Bana göre o uygulamada duyarlılığını bir miktar kaybetti. Tasarımı notaya benzetiyorum. Nota, çalanın elinde güzelleşir, duyarlılık kazanır; veya kabalaşır. Bu da öyle oldu ...
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=