I I epheyi, bir işlevi barındıran kabuğun dış dünyayla kurduğu bir ilişki düzlemi olarak düşündüğümden, genelde cephe değil de arayüz kavramını kullanmayı benimsiyorum. İçerisi ve dışarısı arasındaki ilişkileri anlatması bakımından arayüz kavramı daha uygun. Kentsel mekanda bu arayüzlerin birbirlerine eklemlenmesi bir film şeridi oluşturuyor. Yapıların birbirleriyle uyumları ya da kentteki eklemlenmeleri, o kenti biraz daha okunaklı ve şık yapıyor. Arayüzün bir başka özelliği de arkasındaki işlevleri ve ilişkileri gizleyebilmesi ya da açığa çıkarabilmesi; bir söz söyleyebilmesi ... Mesela plazalar, yansıtıcı camlarla arkalarındaki dünyayı gizlerler. Ya da eski İstanbul sokaklarında küçük pencereli, kafesli binalar da içerideki dünyayı saklayarak bir mahremiyet bölgesi oluştururlar. Fakat diğer taraftan bazı yapılarda saydamlık tercih edilir. Kendisini dışarıya iyi vurur, iyi ifade eder ... " "Mimarlıkta bir takım anlatım yöntemleri vardır. Bazı binalar asık suratlıdır; 'sizi sevmiyorum' ya da 'komşumu sevmiyorum' der. Ayrıca fazla takıp takıştırılmış binalarda rüküşleşme ya da gevezeleşme de olabilir. Dolayısıyla cephe vasıtasıyla söylenen sözün çok olmasından ziyade uyumu ve gücü önemli. Teknolojinin ve malzemelerin gelişimi zaman zaman çok gürültülü ve geveze cepheler yaratılmasına da neden oluyor. Mesela Anadolu'da doğa içinde sakin bir yerde eflatun renkte koskocaman bina görebiliyorsunuz. Eflatun bir çığlık atıyor, uzaydan gelmiş gibi ... Neden eflatun olduğunu anlayamıyorsunuz. Arayüzün hem işlevsel hem de bir mesaj verme görevi var ... " "Mekanı çevreleyen kabuk" "Günümüzde 'kabuk' farklı bir anlam kazanıyor. Eskiden malzeme olarak neredeyse sadece çamurla bir yapı tamamlanıyordu. Bugünlerde ise bir sürü malzeme piyasaya çıktı. Zaman geçtikçe mekanı çevreleyen kabuktan bahsedilecek. Belki de yüz sene sonra büyük kabukların içinde yaşıyor olacağız. Yer yer, çatı ve cephede aynı malzemelerin kullanılabileceğini tahmin ediyorum. İkisi arasındaki uyum ve süreklilik önemli. Bu kabuğun, örtünün bir bütünlük arz edeceğini düşünebiliriz. Cephe malzemesi çatı malzemesi de olabilecek. Bu çatı ve cephe birlikteliğinin yavaş yavaş gelişeceğini tahmin ediyorum. Mesela kiremit zaman içinde ortadan kalkabilir. Ya da bazı geleneksel yapı malzemelerinin çağdaşlaşarak yaşamlarını sürdürebileceklerini düşünüyorum. Örneğin kil kiremit, metal kiremide ya da shingle'a dönüştü. Ya da bazı geleneksel malzemeler sadece geleneksel bölgelerde kullanılabilecekler ... " Cephenin çağdaş teknolojiyle kurgulanacağı bir dönemin gelmesini bekliyorum w :ı:: a. w Ü .. ~ o @) "Aslında kabuğun mimarlar açısından iyi bir tarafı var. Eğer kabuk ayakta tutulabiliyorsa içindeki yaşam da çok esnekleşebiliyor ve rahatlayabiliyor. Türkiye çok dinamik bir ülke. Binalar çok sık işlev değiştirebiliyorlar. Ofis binaları bir gazete binasına ya da bir otele dönüştürülebiliyor. Mesela Levent evlerine kebapçı, banka ya da anaokulu gibi işlevler yükleniyor. Eğer bu binalar basit kabuklar olmuş olsaydı, bunun ÇATI & CEPHE• EYLÜL-EKiM / 2007 29
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=