Üretimde 2. Aşama Alüminyumun üretiminde ikinci aşamayı, cevherden saf alüminanın eldesi oluşturmaktadır. Farklı örnekleri olmakla birlikte alümina üretimi için genelde uygulanan yöntemin, "Bayer Prosesi" olduğu bilinmektedir. "Bayer Prosesi" öğütülmüş boksit cevherinin basınç ve ısı etkisinde sudkostik ile reaksiyona sokulmasıyla başlamakta, işlem sonucunda elde edilen sodyum alüminant çözeltisi yabancı maddelerden arındırılmakta ve dekompoze edilmektedir. Sözü edilen işlemlerden sonra alüminyum hidrat alümina haline getirilmektedir (Frisch ve Frisch, 1998) Üretimde 3. Aşama Alüminyumun üretiminde üçüncü aşamayı elektroliz işlemi oluşturmaktadır. Bu işlem, alüminadan doğru akım yardımıyla sıvı alüminyum elde edilmesi işlemidir. Üretimde 4. Aşama Alüminyumun üretiminde dördüncü aşama, sıvı alüminyuma çeşitli katkı elementlerinin eklenmesiyle değişik ölçü ve boyutlarda dökümün gerçekleştirilmesidir. Üretimde 5. Aşama Alüminyumun üretiminde beşinci ve son aşamayı, alüminyum malzemenin kullanım yerinin gerektirdiği özellikler doğrultusunda şekillendirilmesi işlemi oluşturmaktadır. Bu aşama; levha, folyo, tel, profil ve çeşitli ürünlerin elde edilmesini kapsamaktadır (Anonim, 2007). 3.2. Teknik Özellikler Alüminyum, çelik, bakır ve diğer metallere oranla daha hafif bir yapı metalidir. Malzemenin hafifliği, yapı strüktüründe ölü yükleri azaltırken, aynı ağırlıktaki diğer metallere oranla daha büyük alanların kaplanmasını sağlamaktadır. Buna karşın nakliye, üretim, işçilik giderlerinin diğer metallere oranla daha düşük olması, alüminyum malzemenin yapıya kazandırdığı diğer avantajlardandır. Yapıların dış cephelerinde ve bölme duvarlarında alüminyum malzeme kullanılmasıyla, taşıyıcı sistemin ve hatta temele aktarılan yükün büyük oranda hafifletilmesi mümkün olmaktadır (Sebestyen, 2003). Alüminyum yapı malzemesinin, korozyon direncinin yüksek olduğu bilinmektedir. Alüminyuma, bu özelliği kazandıran, üzerinde oluşan oksidasyon tabakasıdır. Oksidasyon tabakasının kalınlığının artması, alüminyumun aşınma ve diğer kimyasal etkilere karşı dayanımını da artırmaktadır. Bu tabakanın kalınlığının elektrolitik işlemlerle artırılması ve böylelikle alüminyumun korozyona karşı direncinin yükseltilmesi mümkün olmaktadır (Arduç, 1996). Alüminyumun elastik olma özelliği, malzemenin ani darbelere karşı dayanıklı olmasını sağlamaktadır. Alüminyum malzemenin mekanik dayanımı saf haldeyken düşüktür. Ancak malzemenin saflık derecesinin artması, mekanik dayanımını ve sertliğini azaltırken, şekil alma ve korozyon direncini artırmaktadır. Bu özellik malzemenin kolay işlenebilir olmasını sağlamaktadır. El aletleriyle kolaylıkla kesilebilen, delinebilen, rendelenebilen alüminyum malzeme bu özellikleriyle mimariye çeşitli kullanım alternatifleri sunmaktadır (Beli ve Rand, 2006). Alüminyumun ısısal genleşmesinin, ısı ve elektrik iletkenliğinin yüksek olması, strüktürel tasarım ve mimari tasarımı etkileyen özellikleridir. Alüminyum ürünlerinin bir kısmı çelik üretimine benzer esaslarla üretilirken, bir kısmı ektrüzyon yöntemiyle Riegler Riewe Mimarlık, Leibnitz'de Süpermarket Thomas Wesely, Randegg'de Auftragscenter Steven Hol/ und Sam/Ott-Reinisch, Langenlois'de Otel Sturmberger Moser, Alkoven'de Konut ÇAT&I CEPH•E OCAK-ŞUBAT/ 2009 3
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=