A makale Fotovoltaik Modüllerin Çatı Sisteınleri ile Bütünleştirilmesi ve İstanbul Örneği Mimar Ayşe MUTLU -Doç. Dr. Nil TÜRKERİ / İTÜ Mimarlık Fakültesi Türkiye'de elektrik üretiminin yüzde 70'i termal enerjiden sağlanmaktadır ve termal enerjinin yüzde 8S'i fosi I kaynaklardan üretilmektedir [ 1]. Dünya Enerji Konseyi Türkiye Ulusal Komitesi'nin hazırladığı 2005-2006 Türkiye Enerji Raporu'nda, enerji sektörleri arasında sera gazı salınımında en büyük paya sahip olan sektör, elektrik sektörü olarak açıklanmıştır [2]. Bununla beraber Türkiye'de enerji tüketiminin büyük bir bölümü binalarda gerçekleşmektedir. Binalarda tüketilen enerji kaynaklan arasında doğalgazdan sonraki en büyük pay elektrik enerjisine aittir [3]. Türkiye'de sera gazı salıınııun kontrol altına alınması ve azaltılması ancak 2009'da imzalanan Kyoto Protokolü'yle gündeme gelmiştir. Öte yandan Türkiye enerji tüketiminin yüzde 70'ini ithal etmektedir ve büyüyen sanayi ile enerji talebi gün geçtikçe artmaktadır. Sonuç olarak sera gazı salımının azaltılması, enerji üretiminde dışarıya bağımlılığın sınırlandırılınası ve artan enerji taleplerinin karşılanabilmesi gereğince, yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi ve enerji 44 ÇAT&I CEPHEM• AYIS-HAZİRAN/ 2010 verimliliği Türkiye'nin enerji politikalarının gündemini oluşturmaktadır. Türkiye'de binalarda enerji verimliliği ilk olarak 1970'te yürürlüğe giren TSE 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı ile enerji korunumu açısından ele alındı. Zamanla çevre bilincinin artması ve enerji talebindeki sürekli artış nedeniyle, yenilenebilir kaynaklarla enerji üretimine de verimlilik politikalarında yer verildi. 200S'te yayınlanan Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına ilişkin Kanun'la yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik enerjisine yetersiz de olsa bir tarife garantisi getirilerek, yenilenebiLr kaynaklardan üretilen elektriğin şebekeye bağlanması yasallaştırıldı. 2007'de yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Kanunu'nda ise yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimine enerji verimliliği kapsamında değinildi. Son olarak 2008'de, yenilenebilir enerji kaynaklarının binalarda kuilanımı Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği'nde yer aldı. Fotovoltaik sistemler, bulunduğu yapıların elektrik tüketiminin tümü veya bir bölümünü, sınırlı fosil kaynakları tüketmeden yenilenebilir güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştürerek karşılayabilen sistemlerdir. Elektrik üretirlerken sera gazı salımına veya herhangi bir atığın ortaya çıkmasına neden olmazlar. Yapı malzemelerinden tasarruf sağlayarak, yapının ekolojik ayak izini azaltmak için fotovoltaik modüller geleneksel yapı malzemeleri yerine kullanılabilınektedir. Yapı malzemesi olarak kullanılan fotovoltaik modüllere Binaya Entegre Fotovoltaik Modüller (BEFM) denilmektedir. Çoğunlukla BEFM uygulamaları için en verimli yapı yüzeyleri güneşe sürekL ve engelsiz maruz kalınaları nedeniyle, çatılardır. BEFM, yapılarda kaplama malzemesi yerine kullanılabilmelerinin yanı sıra ek bir altyapı veya kurulum alanı da gerektirmezler. Ayrıca bu sistemlerin bir diğer avantajı da üretim ve tüketici arasındaki mesafeyi kısaltarak elektrik iletimi ve dağıtımı sırasında meydana gelen elektrik kayıplarım azaltmalarıdır. ilk BEFM çatı uygulan1ası l 98S'te Saarbrücken-Almanya'da (Şekil la), ilk cephe uygulaması ise 1991 'de yine Almanya'da
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=