'y makale Bina Tasarım ve İşletmesinde Enerji Modellemesinin l{ullanımı Ömer Moltay / LEED AP - Mimta Mimarlık ina sahiplerinin ve işletmecilerinin son senelerde karşılaştık.lan enerji maliyetlerindeki sürekli artış, yapı sektörünü daha az enerji tüketen çözümler yaratmaya itmiştir. Aynı zamanda toplam enerji kaynaklarının yüzde 40'ının binalar tarafından tüketildiği gerçeği, fosil kaynaklı enerji tüketiminden ortaya çıkan çevresel problemlerin ve sera gazı salımlarının azaltılması için yapı sektörüne önemli bir sorumluluk yüklemektedir. Binaların kullanım ömürlerinin uzunlukları da, yatırım sırasında alınacak enerji verimliliği önlemlerinin uzun vadeli ve yadsınamayacak boyutta etkilerinin olmasına yol açmaktadır. Bundan seneler sonra bugünün konvansiyonel enerji kaynaklarının maliyetlerinin katlanarak artmış olacağı riski, bu konvansiyonel kaynaklan ku1lanarak işleyen bir binanın gelecekteki şartlar da göz önüne alınarak tasarlanmasını kaçınılmaz kılmaktadır. İşte bu sebeplerle binalarda enerji verimliliği, ülkemizde de olmak üzere tüm dünyada en hızlı gelişen konulardan biri haline gelmiştir. Geçmişte sadece çevreci hassasiyetlere sahip mimarların eğildiği bu konu, bugün inşaat sektörünün tüm oyuncularının ana gündem maddesi hali52 ÇATI & CEPHE• TEMMUZ-AĞUSTOS/2010 ne gelmiş bulunmaktadır. Dünya çapında yeşil bina hareketinin gelişmesi ve LEED, BREEAM gibi sertifikalara sahip bina sayısının çok kısa bir sürede katlanarak artması bunun göstergelerinden biridir. Konumuz olan enerji modellemesi, l 970'lerde ortaya çıkan bir disiplindir ve son zamanlara kadar akademik camia dışında fazla yer bulmamıştır.Ancak binalarda enerji verimliliği konusunun gelişmesi ve enerji modellemesi yoluyla işletme maliyetlerinin önemli oranda azaltılabilir hale gelmesi, enerji modellemesini bina tasarım ve işletmesinde sıklıkla kullanılan bir araç haline getirmiştir. Kısaca enerji modellemesi, bir binanın bilgisayar ortamında soyut bir modelinin yaratılması ve bilgisayarların hesaplan1a gücünden yararlanarak bu modelin çeşitli deneylere tabi tutulmasıdır. Enerji sin1ülasyonu da diyebileceğimiz bu analizlerin esasen diğer mühendislik dallarında yapılan ve karmaşık bir sistem içerisinde bir veya birden fazla parametrenin değiştirilmesi ile sonuçların analizini sağlayan simülasyon çalışmalarından fazla bir farkı yoktur. Binalarda enerji tüketimi "mekanik sistemler", "elektrik sistemleri", "bina kabuğunun özellikleri" gibi önceden tahmin edilebilen alt sistemler ile atmosfer koşu1ları ve bina sakinlerinin davranışları gibi önceden tahmini zor olan olguların bir araya gelmesi ve karşılıklı etkileşimi sonucu meydana gelmektedir. Ortaya çıkan son derece karmaşık ve olasılıklara dayalı sistemin güvenilir bir analizinin yapılması sadece simülasyon yoluyla olabilmektedir. Örneğin bir ofis binasının senelik enerji tüketimi konusunda bir fikir elde etmek için hazır mühendislik denklemleri mevcut değildir. Sistemleri ayn ayrı incelemek de iyi bir sonuç vermeyecektir; çünkü sistemler arasındaki etkileşimlerin mutlaka dikkate alınması gerekınektedir. Burada bir parantez açarak enerji modellemesinin bina enerji tüketimlerinin bire bir tahmini için değil, bina performanslarının farklı alternatifler arasında karşılaştırılması için kullanımının yaygın olduğunu belirtmek gerekir. Tüm enerji modellemesi çalışmaları, ne kadar detaylı yapılırsa yapılsınlar varsayımlar içerir. Bu varsayirnların gerçek hayatta önceden tahmin edilemez farklar göstermeleri (örneğin kış aylarının sert geçmesi veya çalışanların bazılarının odalarındaki termostatları çok yüksek seviyelere ayarlamaları)
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=