A makale aşamasında belirlenmesi ve bundan sonraki tüm proje ve inşaat süreçlerinin bu performansı yakalayacak şekilde sürdürülmesi gerekmektedir. Bu genellikle, binaların enerji performansları konusunda minimum değerler belirleyen ASHRAE 90.1 standardı referans alınarak yapılmaktadır. Bir örnek ile anlatmamız gerekirse, mal sahibinin binanın ASHRAE 90. 1 standardında belirlenen referans binaya göre yüzde 25 daha az enerji harcaması kriterini daha projenin başında koyduğunu varsayalım. Tasarım ekibi bu projeyi geliştirirken, enerji analistleri binanın enerji modelini geliştirirler. ilk aşamalarda çoğunlukla varsayımlara dayalı olarak gelişen bu analiz, hem tasarlanan bina, hem de ASHRAE 90.1 referans binası olmak üzere iki model üzerinden süregelir. Proje aşamasında, her iki model de tasarlanan binanın yapı, form ve konum özelliklerine sahiptir; ancak referans bina ASHRAE 90.1 standardında verilen mini.mum kabuk özelliklerine (duvar, pencere ve çatı ısı yalıtım değerleri, pencere günışığı gölgeleme performansları vs.) ve elektromekanik sistem verimliliklerine sahiptir. ASHRAE 90. 1 standardı aynı zamanda referans binada kullanılacak iklinılendirme ve havalandırma sistemlerini detaylı olarak açıklamaktadır; burada tasarım ekibi bu referans binadan yüzde 25 daha az enerji tüketen bir tasarıma ulaşmakla sorumludur. Tasarım ekibinin bunu gerçekleştirmek için önünde çok sayıda olasılık vardır; örneğin düşük ısıl iletkenliğe sahip pencere camlarının seçilmesi, yaz aylarında soğutma yüklerinin azaltılması için çeşitli otomatik veya manuel gölgelendirici yapı elemanlarından faydalanılıııası, ısıtma ve soğutmada yenilenebilir enerji kaynakları veya ısı pompası gibi yüksek verimliliğe sahip mekanik ekipmanların kullanılması, bina konumlandırılmasında pasif önlemlerin alınması gibi. Enerji analisti, tasarım ekibine her bir olasılığın tasarlanan binada nasıl bir enerji performansı iyileşmesine yol açabileceğini enerji modellemesi yoluyla 54 ÇATI & CEPHET•EMMUZ-A~USTOS/2010 söyleyebilmektedir ve tasarım ekibinin karar verme süreçlerinde somut kriterler kullanabilmesini sağlamaktadır. Enerji modellemesinin kullanımı bina tasarımı ile sınırlı değildir. Binanın faaliyete geçmesinin ardından, yukarıda bahsettiğimiz kesin enerji tüketiminin hesaplanmasındaki hassasiyet eksikliği, enerji modellemesinin kalibrasyonu yoluyla aşılabilınektedir. Enerji modellemesi kalibrasyonu, binadaki ti.im elektromekanik sistemlerin enerji tüketimlerinin, binanın çeşitli yerlerine dağılıruş elektrik ve ısıl enerji sayaçları ile gerçekleştirilmektedir. Bu sayaçlar, örneğin bir sene boyunca ti.im sistemlerin tek tek saatlik enerji tüketimlerini kaydetmektedirler (bina otomasyon sistemi bulunması durumunda bilgiler bu sistemde toplanmaktadırlar). Saatlik enerji tüketimleri, aynı bir senelik dönemdeki iklim bilgileri (dış hava sıcaklığı, güneş ışıması, rüzgar hızlan) ile bir araya getirilerek, soyut enerji modellemesindeki ilişkiler daha hassas bir şekilde tanımlanabilınektedirler. Bu kalibrasyon, yine deneyimli enerji analistleri tarafından yerine getirilıııektedir ve sonucunda var olan enerji modeli, hem beklenen enerji tasarrufunun yerine getirilip getirilmediğinin doğrulanmasında, hem de binanın gelecek operasyonel sürecinde verilecek kararların tam olarak ne gibi etkilerinin olacağının ortaya çıkarılmasında faydalı olmaktadır. Tarafımızdan yapılan enerji modellemesi çalışmalarından birinde, İstanbul'da bulunan ve uluslararası bir firmaya ait mevcut bir binada yapılacak değişiklikler sonucunda senelik toplam enerji maliyetinde oluşacak yüzdelik azalmalar hesaplanmıştır. Toplam enerji maliyetinin simülasyonunda, bina iç ve dış aydınlatması, havalandırma ve egzoz fanları, yoğuşmalı kazan ve hava soğutmalı ehiller ile beslenen iki borulu fan coil sistemi, su ve yangın pompalarının ti.iketinıleri yanında, binada bulunan bilgisayarlar ve televizyon gibi tüketici elektroniği ürünleri ile bain marie, bulaşık makinesi, kahve makinesi gibi mutfak ekipmaıılarının tüketimleri de dikkate alınmıştır. Yapılan farklı simülasyon çalışmaları ile aşağıdaki enerji verimliliği önlenılerinin yıllık enerji tüketiminde yüzde kaçlık azalmaya yol açacağı, hem her bir önlem için tek tek, hem de önlemlerin birlikte uygulanmaları durumları için hesaplanıruştır: - Çatı yalıtımının arttırılması - "Low-E" düşükyayılım performansına sahip pencere camlarının takılması - Mevcut iklimlendirme sisteminin ısı pompalı VRF sistemi ile desteklenmesi - Ti.im sistemlerin hafta sonu ve geceleri otomatik olarak devreye sokularak bina içi sıcaklıkların l 5 °C'nin üzerinde tutulması - Su pompalarının frekans kontrollü pompalar ile ve fan coil ünite vanalarının iki yollu vanalar ile değiştirilmesi - Ti.im oda termostatlannın normalden bir derece düşük ısıtma ve bir derece yüksek soğutma değerlerine ayarlanması. Bu enerji modellemesi çalışması sonunda mal sahibi, hangi önlemleri uygulaması durumunda en kısa geri dönüş süresine sahip olacağı bilgisine kesin bir şekilde ulaşmış ve kararlarını verirken bu çalışmanın sonuçlarından faydalanmıştır. Ülkemizde enerji modellemesi yeni bir konu olıııakla beraber, belli bir büyüklüğün üzerindeki projelerde uygulanma ihtiyacı, hem enerji performansına mal sahipleri tarafından verilen önem, hem de LEED veya BREEAM gibi yeşil bina sertifikasyon sistemlerinin gereksinimleri nedeniyle kendini göstermektedir. Buna karşılık, üniversitelerde veya meslek odalarında bu konuda herhangi bir mesleki eğitim verilmemektedir. Yapı sektörünün enerji tüketimini önemli derecede azaltmasına yol açabilecek bu konunun yapı sektörünün tüm oyuncuları tarafından yakından tanınmasının faydasının farkına varılınası gerekınektedir. A
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=