edilen yapılardı. • 1986 - 1991 yıllan arasında kullanıcılarının ihtiyaçlarına cevap veren yapılar olmuşlardır. 1992 yılından itibaren ise kullanıcıların değişen ihtiyaçlarını daha etkili bir biçimde karşılayan entegre sistemlere sahip yapılar olarak tanımlanmaya başlamışlardır. Teknolojinin imkanlarını bütünleştirerek kullanmak ve onlardan gelen verilere göre yanıt vermek, akıllı bina kavramının ana koşullarından biridir. Ancak bütün bu teknolojik gelişmeler, olumlu etkilerinin yanında çevre kirliliği ve kaynakların tüketilmesi gibi problemleri de beraberinde getirmiştir. Binalar tasarlanırken, çevre için oluşturdukları sorunlar dikkate alınmalıdır. Dünyadaki enerji ve doğal kaynakların hızla tükenmekte olınası, fosil yakıtların kullanımından kaynaklanan yüksek karbondioksit oranı ve buna bağlı olarak yaşanan iklimsel değişiklikler, toplumları her sektörde üretim ve tüketim biçimlerini tekrar gözden geçirmeye yöneltmiş, mimarlık alanında da çevre sorunlarına duyarlı tasarım yaklaşımları gelişmiştir. Bu yaklaşım doğaya saygı gösteren, yapı üretimi sırasında yerel ve geri dönüştürülebilir malzemeler kullanmayı hedefleyen bir mimarlık anlayışıdır. Bu anlayışta yapı, doğal çevre ve kaynaklar üzerindeki etkisi minimum derecede olan, doğayla uyumlu bir şekilde tasarlanan, enerji etkin ve sağlıklı sistemlerin kullanıldığı yapıdır. 70'li yıllarda "çevresel tasarım''. 80'li yıllarda "yeşil tasarım''. 90'lı yıllardan bu yana ise "ekolojik" veya "sürdürülebilir tasarım" olarak adlandırılan bu mimarlık anlayışında binalar konforlu, sağlıklı, çevre duyarlılığı yüksek ve enerji etkin özelliktedir. Üretilen enerjinin korunınası, tüketiminin azaltılınası ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılınası, bu mimari yaklaşımların odak noktasını oluşturmaktadır. Sürdürülebilir mimari başlığı altında tasarım yaklaşımının enerjiye odaklanması "enerji etkin tasarım" anlayışını ortaya çıkarmıştır. ( 8) Enerji Etkin Tasarım Anlayışı Uzun yıllardan beri yaşanan enerji krizi, enerji tüketimini minimuma indirmeyi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını amaçlayan bina tasarım yaklaşımının önemini artırm1ştır. Bu tasarım yaklaşımını diğerlerinden ayıran en önemli özellik budur. Binaların tasarımında, değişen iklim şartlarına uyum sağlanması, minimum enerji harcanarak uygun konfor koşullarının elde edilınesi amaçlanınaktadır. Ekolojik ve sürdürülebilir mimarlık kavramına odaklı enerji etkin tasarım anlayışında; Yapıyı meydana getiren bütün malzeme, bileşen ve sistemlerin üretiminde, Yapınm tasarım, üretim, kullanım, işletim ve bakım-onarım aşamalarında, Bina elektro mekanik sistemlerinin tasarlanması ve işletilmesinde, Bina ömrünü tamamladıktan sonra binayı oluşturan elemanların geri dönüştürülerek, yeniden kullanılabilirliğin sağlanınasında, enerji tüketiminin minimum düzeyde olması hedeflenmektedir. ( 19) Konforlu bir yaşam ve kullanıcı isteklerinin karşılanınası için geliştirilen ve kullanılan sistemler, yapıların kullanım aşamasındaki enerji tüketimlerinin artmasına neden olınaktadır. Bu nedenle enerjinin etkin bir şekilde kullanımı ve böylece tüketimin azaltılması akıllı binalar için önem taşımaktadır. Akıllı binalar enerji verimliğini artırmak için gerekli olan fiziksel çevre kontrolünde ileri teknolojik sistemlerden yararlanan, yenilenebilir enerji kaynaklarını bu sistemlerle birlikte kullanabilen, çevreye karşı duyarlı binalardır. Anlaşıldığı gibi bu binaların ana amacı enerjinin etkin bir şekilde kullanımıdır. Akıllı binaların enerji etkin tasarlanmasında aktif ve pasif sistemler kullanılınaktadır. Binanın şekli, yapısı ve yönlenmesi, pasif sistemleri; bina bünyesindeki iklimlendirme, aydınlatma, yangın güvenlik vb. otomasyon sistemleri ise aktif sistemleri oluşturmaktadır. Akıllı bir bina; pasif sistemlerin yeterli olınadığı durumlarda bu sistemleri desteklemek üzere, aktif sistemlerle bütünlük sağlayacak şekilde tasarlanmalıdır (5). Yani doğal sistemlere öncelik verilerek, gerektiğinde mekanik ve doğal sistemler bir arada kullanılmalıdır. Akıllı binaların enerji verimliğini etkileyen en önemli tasarım parametrelerinden biri olan bina kabuğunun büyük bir bölümü oluşturan cepheler, binayı bulunduğu dış ortamdan ayıran yapı elemanlarıdır. Akıllı bina cephelerinde, sürekli olarak değişim gösteren dış ortam koşullarına uyum sağlanarak, enerji tüketiminin azaltıhnası ya da yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımıyla, enerji üretilınesi hedeflenmektedir. Akıllı Binalarda Enerji Etkin Cephe Sistemleri Akıllı bina cephe bileşenleri, değişen dış ortam koşullarına aktif bir biçimde uyum sağlayan, böylece enerji tüketimini azaltan yapı elemanlarıdır. Giydirme cephe sistemlerinin teknolojik olarak gelişim göstermesiyle birlikte akıllı bina cepheleri, pasif birer eleman olınaktan çıkıp, doğal havalandırma ve güneş kontrol elemanlarını otomatik olarak kontrol eden, böylece binanın yapay havalandırma ve aydınlatma enerji tüketimini azaltıp kullanıcı ihtiyaçlarını mümkün olabildiği kadar doğal yollarla sağlayan aktif elemanlara dönüşmüşlerdir (25). Bina cepheleri iç ve dış ortam arasındaki ısı geçişinin kontrolünü sağladığı için, konforlu bir iç ortam oluşturulınası açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle dış ortamın olumsuz özelliklerini süzerek akıllı bir filtre görevi görecek enerji etkin cephe uygulamaları yaygınlaşmalıdır. Aşağıdaki uygulamalar gerçekleştirilerek bina cephesi enerji etkin bir hale getirilebilir: (23) Isı yalıtımı bilirıçli bir şekilde yapılmalı, böylece enerji korunumu artırılınalı Optik özellikleri değiştirilebilen akıllı camlar kullanılmalı ÇATI & CEPHEE• YLÜLE- KiM/ 2010 47
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=