Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 29. Sayı (Kasım-Aralık 2010)

Şekil 2: Sorumlu gelişimin üç unsuru Ba~rı/Kir (Ekorıomik Nıtclik) Gezeı:cn (Çevre Nitclıii) Şekil 3: 4P-Prof Kees Duijvestein'ın dörtlüsü (a) Proje-tasarım kalitesi, (6) Refah veya kar-ekonomik kalite, (c) Gezegen-çevre kalitesi ve (d) İnsanlar-sosyal kalite, karşılamak zorunda olduğunu ifade eder. (Bu ayrıca Hollanda Delfi: Teknoloji Üniversitesi'ndeki Prof Kees Duijvestein tarafından önerilmiş olan "4P dörtlü" olarak da adlandırılır, Şekil 3) Daha önce belirtildiği üzere, sürdürülebilir mimari ile kastedilen sadece enerji verimli binalardan daha fazlasıdır. Ancak enerji verimliliği, üç mevcut soruna çözüm getirebilecek en önemli tedbirdir: çevresel hasar, iklim değişikliği ve enerji güvenliği. Mevcut binalarda kullanılan enerji kolayca ölçülebilir ve bu ölçüm, toplam enerji tüketiminin yüzde 80'inden fazlasına tekabül eden işletme enerjisiyle, enerji tüketiıninin büyük çoğunluğunun binanın işletilmesi sırasında meydana geldiğini gösterir. İşletme enerjisinde elde edilecek azalma birincil önceliktir. Çünkü "en sürdürülebilir enerji, tasarruf edilen enerjidir:' Enerjinin kendisi özel bir ilgi odağı değildir; ancak istenilen sonuca götüren bir araçtır. Müşteriler, enerjininkendisini değil sağlayabileceği servisleri isterler; örneğin konfor, aydınlatma, güç, ulaşun. Bu sebeple, mimarinin sorunu en az çevresel etki ve en fazla enerji verimliliği ile nihai hedefimize ulaşmamıza olanak sağlayan çözümler sunabilmektir. Bu bağlamda, malzemelerin üretimi, inşaat süreci ve yıkımında harcanan enerji daha az önemliyken, binanın işletme enerjisini etkileyen malzemelerin seçilmesi daha önemlidir. Bu sebeple, sürdürülebilir binaların tasarımındaki iki ana hedef, işletme enerjisi tüketimini ve binanın ömrü boyunca oluşabilecek bakım ve onarım masraflarını azaltmaktır. Yapı kabuğu ömrünün 50 ile l 00 yıl arasında olduğu dikkate alınırsa, enerji talebini azaltmak için yapı kabuğu performansının geliştirilmesine odaklanılmalıdır. Ortak akıl halen bize, yapı kabuğunun hava geçirmezliği, yalıtımın ve özellikle pencerelerin kalitesi gibi konulara odaklanmayı ve termal köprüleri engellemeyi söyler. İkinci öncelik de enerji kullanımını, örneğin verimli cihazlar kullanarak ve artan gün ışığı kullanımı yoluyla önlemek olı11alıdır. Bu tamamlandığında odak, hizmet süresi 10-25 yıl aralığında olan yenilenebilir enerjinin üretimine doğru kaymalıdır. Kötü tasarlanmış bir yapı kabuğunun veya verimsiz cihazların enerji tüketiminin yüksek kapasiteli yenilenebilir bir enerji sistemiyle telafi edilmesi için daha çok yatırım gerektiğinden, bu yaklaşım en basit ekonomik kuramlara dahj uygun değildir. Silikon Teknolojisinin Sürdürülebilir Bina Tasarımı için Yararları Dünya çapındaki hükümetler, sürdürülebilir binalar için gereklilikleri tanımlamaya başlamaktadırlar. Hedefler, enerji tüketimini ve karbondioksit eırusyonlarını azaltmak üzere konulmaktadır. Bina içi konforu üzerinde ayrıca olumsuz bir etkiye sahip olmayan çevre dostu yapı malzemeleri talep edilmektedir. Bir mimar,bildikmetotlarlamekanik montaj yapılmış bir camın yerine silikon strüktürel cephe teknolojisini kullanarak, sürdürülebilir münarinin 4P'sine-binanın çevresel, sosyat ekonomik ve tasarım kalitesine katkıda bulunur. Silikon strüktürel cephe, daha düşük işletme maliyeti ve geliştirilnuş termal ve akustik performansı ile birleşen yaratıcılık ve tasarım serbestliği sunar. Cam ve metal çerçeve arasına yerleştirilen elastik silikon (bonding) ısı yalıtımı sağlar, hava sızdırmasını minimize eder, titreşimlerin ayrıştırılması ve söndürülmesine katkıda bulunur ve bunun sonucu olarak da daha enerji verimli ve geliştirilmiş akustik performans sağlar. Silikonlar çevre kaynaklı doğal bozunmaya dayanıklıdır ve petrol bazlı organik benzerlerinden doğal olarak daha yüksek dayanıklılığa ve daha uzun servis ömrüne sahiptir. Daha uzun servis ömrü, daha düşük işletme maliyeti olarak da tercüme edilebilir. Termal modelleme çalışmalarımız, silikon strüktürel cephenin mekanik sistemlere göre termal performans üzerindeki olumlu etkisini defalarca göstermiştir (Şekil 4 ). Beklendiği üzere, yalıtım camı üıutesinin termal performansı, cephenin genel termal performansına katkıda bulunur. Gaz dolurnlu üniteler ve warm edge teknolojisi gibi uygulamalar da cephenin termal performansına katkıda bulunur. Kapaklı sistemler yerine silikon strüktürel sistemlerin kullanılınası, cephenin U değeriıu 0,2 W / m2K'e kadar iyileştirebilir. Hava sızdırmazlığı iyileştirilerek, binanın enerji talebi daha da azaltılabilir. Sistemin dayanıklılığı ve silikonun strüktürel yapışma özellikleri, organik dolguların kullanıldığı kapaklı cephe sistemlerine kıyasla, binanın kullanım ömrü boyunca daha düşük sızdırma derecelerini sağlar. Silikon mastiklerin yüksek yapışma ve güneş ışınlarına dayanım özelliği gibi üstünlükleri, strüktürel cephe uygulamaları yarıı sıra cam çatı (ışıklık) detaylarının da ÇAT&I CEPHEK•ASIMA· RALIK2/010 23

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=