Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 30. Sayı (Ocak-Şubat 2011)

2. Camın Mimaride Kullanımı Jean Jacques Rousseau'nun söylediği gibi, "tüm taşların en masumu" olarak adlandırılan cam, şeffaflığı çağrıştırması, var olan ile yok olan arasındaki sınırı ifadesi ile yüzyıllar boyunca mimari tasarım üzerinde etkili olmuş bir malzemedir. Camlar amorf iç yapılı, atmosfer etkilerine ve ısı değişikliklerine karşı yüksek dayanımlı, ışığı düzgün kırma özelliğine sahip saydam yapı malzemeleridir [ 2]. Yapılarda ilk olarak pencerelerde kullanılmaya başlanan mimari cam ise insanların ışığı içeri almak için verdikleri çabanın önemli ürünü olmuştur. Tarihi gelişimi içinde ve özellikle Ortaçağ Gotik mimarlığında, kiliselerde renkli cam kullanımı görülmüştür. O dönemlerde teknolojik sınırlara bağlı boyutlarda üretilebilen ve kullanılan camlar, XV1. yüzyılın sonlarına doğru sivil binalarda kullanılmaya başlanmış ve bu yöntemle iç mekanlara daha fazla gün ışığı alınması sağlanmıştır. Daha sonra XIX. yüzyılın ortalarına doğru yaygınlaşmaya başlayan sera yapılarında, camın küçük parçalar halinde kullanılarak çok büyük mekanları örtebileceği gösterilmiştir. Endüstri devrimi ile birlikte demir ve çeliğin kullanılmaya başlanması ile yapılarda daha geniş açıklıkların geçilebilmesi sağlanmış ve tasarımlar bu yönde geliştirilmiştir. XX. yüzyılın başından itibaren ise cam malzeme, bina kabuğunda yer alan boşlukların kapatılması ve mekanlar içindeki konforlu yaşam koşullarının sağlanmasında önemli bir görev üstleımliştir. Artan geniş cam yüzeyli binaların ardından, tümüyle cam ile örtülmüş bina tasarımları geliştirilnliş ve yapıların camlı şeffaf bir kabukla örtülmeleri yaygınlaşmıştır [2]. XX yüzyılın sonlarına doğru gelindiğinde konuşulmaya başlanan enerji krizi, binalarda enerjinin verimli kullanılması gereğini de beraberinde getirnlİştir. Bunun sonucunda ise havalandırma, aydınlatma, ısıtma-soğutma vb. binaların kullanıcılarının temel gereksinimlerini karşılamak ve kullanılan enerji miktarını azaltmak için çalışmalara başlanmış ve camın bu doğrultuda tasarımlarda üstleneceği görevler artırılmıştır. Tasarımcı camın performansını, yüzeye uygulanan kaplamalar, filmler, panellerin sayısı ve camın diğer özelliklerini değiştirerek elde edebilir. Özetle cam, yapının - Dış estetiğini - İç görünüşünü - Kullanıcının görsel konforunu - Kullanıcının ısı konforunu - Yıllık enerji maliyetini - Havalandırma boyut ve formunu etkilemektedir [3]. 3. Özellikli Camlar ve Mimaride Kullanımları Cam malzemenin teknolojik gelişmelere bağlı olarak yapı kabuğunda kullanılmaya başlanması ile birlikte, klasik pencere camlarının sağladığı olanaklar dışında bir performans beklenmektedir. Güneşin zararlı radyasyon ısısına karşı koruma, mukavemet, dış ortam gürültüsü, iç-dış ortam ısı dengesi, güneşin oluşturduğu parlamalar vb. pek çok etken kontrolüne cevap verebilecek niteliklere sallip olması istenmektedir. Cam, bu gerekleri, tabakalanarak dayanımının artırılı11ası, temperlenerek güvenli hale getirilmesi, ince film tabakalarının kullanımıyla cephelerde ve istenilen boyutlarda açıklıkları geçmede kullanılabilmektedir. 3.1 Yüzey Kaplamalı Camlar (Tayfsal Seçici Camlar) Güneş kontrolü amacıyla kullanılan camlarda genellikle güneş ışınımı geçirgenliğinin düşük olırnsı, spektrumun görülebilen bölümü için de düşük geçirgenlik değerlerine neden oın1aktadır. Bu durumu ortadan kaldırmak ve camın günışığı geçirgenliğini olabildiğince yüksek tutabilmek amacıyla yalnızca spektrumun görülemeyen bölümü için etkili olan bazı özel boya ve kaplamalar kullanılmaktadır [4]. Genel olarak camın yüzeyine değerli metallerden veya metal oksitlerden yapılmış ince bir tabakanın eklenmesi ile yarı şeffaflık, yansıtıcılık, enerji üretimi ve koruma gibi özellikler kazandırılan cam, çok amaçlı bir malzeme haline gelı11ektedir. 3.1.1 Dikroik Kaplamalı Camlar Dikroik kaplamalı camlar, yinelenme derecesine bağlı dalga boylarından bir alanı geçiren, kalanlarını ise yansıtan karışımları sonucunda ışığı spektral renkler içine böın1ektedirler. Bu olay, yansıma ve iletme aşamalarında farklı renklerin ortaya çıknıasını sağlamaktadır [ 2]. Basit camların dikroik kaplamalar ile kaplanması sonucunda elde edilen bu tür camlar, ışığı spektral renklerine ayırarak yansıtması ile yansıtılan herhangi bir yüzey üzerindeki monotonluğu gidermekte ve günün farklı zamanlarında değisen bir etki sağlamaktadır. Düz ve sade bir yüzey halinde görülen pek çok cepheye geometrik, açık-koyu renk ve leke etkileriyle hareket kazandırılabilmektedir. Mimaride bırakılan açıklığın gün ışığını kontrol ederek farklı atmosferik etkiler uyandırır biçimde kaplanması, kullanıldığı cepheyi de özelleştirmekte, üzerine ışık çubuklarının yansıdığı var olabilecek herhangi bir duvarı da beraberinde etkileyebiınıektedir. Levine Cllildren's Hospital binasının (Şekil 1) çatısında kaplama malzemesi olarak kullanılan dikroik cam, gün ışığını belli açılarla kırarak iç mekanda görsel bir şölen sunarken, aynı zamanda gün ışığını kontrol altına alarak durağan gözüken cephenin canlanmasını da sağlamaktadır. Özellikli camın cephedeki etkisi, bakış açısına ve gün ışığının şiddetine bağlı olarak günün her saatinde farklılık göstermektedir. 3.1.2 Low-e Kaplamalı Camlar Low-E kaplamalı camlar, ısıyı kısa zamanda emerek ileten düz camlardan farklı olarak soğuk dış ortama transfer edilen ısıyı azalmakta ve böylece iç mekandaki ısının büyük oranda koruımıasını sağlaÇATI & CEPHE•OCAK-ŞUBAT 12011 37

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=