A makale Şekil 1: Levine Children's Hospital, John 8/azy, 2007 [2] maktadır. Bu camların yüzeyinde kızılötesi ve ultraviyole dalga boylarını yansıtmaya yarayan, oldukça yüksek ışık geçirimine sahip kalın bir metal kaplama bulunmaktadır. Bu metal kaplama sayesinde mekan içindeki ısının dışarıya çıkınası üç kat daha fazla engellenebilmektedir. Low-E kaplamalı camlar kullanılarak uzun dalga boylu ışımalar kontrol altına alınabilmektedir [2]. Özellikle tüm cepheleri camla kaplı yapıların yansıtıcı güneş kontrol kaplamaları ile "görünmez" nitelikli ısı kontrolleri, aslında cam yüzeyi ile bütünleşen metal veya metal alaşımları ile sağlanabilı11ektedir. Bu yansıtıcılık özelliği sayesinde gün ışığının iç mekanda kontrolü sağlanırken, cephelere de estetik anlamda yorumlar katılabilı11ektedir. The Willıs Faber&Duınas binasının (Şekil 2) yansıtıcı parlak yüzeye sahip cephesi, dış ortamın değisen imajlarını yansıtarak sürekli bir doku oluşturmaktadır. Gece görüntüsünde ise binanın iç mekanlarının yapay aydınlatma ile etkileyici bir şekilde sunulı11ası sonucu cam kabuğun kendisini görünmez bir yapıya dönüştürdüğü görülmektedir. 3. 1.3 Sır Kaplamalı Camlar Yarı şeffaflığı niteleyen sır kaplamalı camlar, istenilen şekillerin belli bir ısıda Şekil 2: The Willis Faber & Dumas Binası, Norman Foster, 1973-75 [ 2] dir. Günışığının dağıtılarak içeriye girmesi amacıyla yapılan bu uygulama, cam levhaların yüzeylerinin bir sır tabakası ile kaplanması yöntemiyle yapılmaktadır. Bu sayede, gün ışığına maruz kalan mekanların cephe camlarında, doğrudan günışığının rahatsız edici etkilerinden korunmakta ve mekanın dışarıdan ve içeriden kullanılan desenlerle dolaylı görünümü sağlanmaktadır [2]. Uygulanan desenler günışığının iç mekanda elde edilmesi istenilen aydınlık seviyesine ve dış mekana uyum sağlaması açısından, genellikle doğada bulunan renk ve biçimlerin yansıması şeklinde oluşturulmaktadır. Desenler ya bir silindir işlemiyle ya da perde baskı yöntemiyle uygulanabilmektedir. Atelier Ruche'nin tasarlamış olduğu cephede (Şekil 3) yer alan sır dokulu cam, iç ve dış mekan arasında sınırlayıcı ve aynı zamanda da geçiş elemanı olarak kullanılmıştır. Yan şeffaf sır dokulu camda yaprak motifinin kullanımı ile cepheye hareket kazandırılırken, iklim ve ışık değişiminin de etkisiyle insan algısı üzerinde farklı etkiler bırakabilecek bir tasarım gerçekleştirilıniştir. 3.2 Açısal Seçici Canılar Güneşin yükseliş açısı günün ve yılın en sıcak zamanlarında dik açıya yakın değerlerdedir. Açısal seçici camların özelliği bu ışınların geçişini engelleyerek yataya yakın gelen ışınlan geçirmeleridir. Dışta uygulanan gölgelenıeyle en basit ve etkili bir biçimde ısı kazancı engellenebilirken hacimlere giren günışığı da azalmaktadır [S]. Bu tür camlaı~ alüminyum veya gümüş gibi kaplamalarla elde edilınekte, yalnızca istenilen düzeyde, yeterli ve kontrollü olarak günışığının iç mekana alınmasını sağlayan tepe ışıklıklarında (Şekil 4 ve Şekil S) kullanıL11aktadır. Şekil 3: Üst Ôrtü, Atelier Ruche cephe görünüşü, Yashima RFR, 1988 [ 2 J basılarak uygulanmasıyla elde edilmekte- Şekil 4: Tepe !şıklığı Şekil 5: Tepe Açıklığında Açısal Seçici Cam Kullanımı [4] 38 ÇAT&I CEPHEO• CAK-ŞUBAT/ 2011
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=