Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 4. Sayı (Eylül-Ekim 2006)

ursa'nın Ulubat Gölü kıyısındaki 3500 yıllık bir geçmişe sahip Gölyazı yeni bir çehreye kavuşuyor. Genelde iki katlı tuğla evlerden oluşan beldede, görsel sanatçı Gül llgaz'ın proje liderliğinde binaların dış cepheleri sanatsal bir harmonide yenileniyor ve boyanıyor. Çalışmalara, sağladığını boya ve ekipman ile sponsor olan Filli Boya'nın katkılarıyla geçtiğimiz sene hayata geçirilen Gölyazı Yöresel Dönüşüm Projesi kapsamında bugüne kadar üç yüze yakın bina boyandı. Gölyazı'nın önümüzdeki yıllarda uluslararası bir açık hava sanat parkına dönüştürülmesi de planlanıyor. Gölyazı'da iki bin kişi yaşıyor ve 550 hane var. Gölyazı Yöresel Dönüşüm Projesi'nin koordinatörü olan görsel sanatçı Gül Ilgaz, Gölyazı'nın doğal dokusuyla uyumlu bir renk skalası kullandıklarını söyleyerek şu bilgileri veriyor: "Bir yöreyi dönüştürmek için o yörenin doğası ve sosyal yapısıyla beraber hareket etmek lazım. Renklere, bilgisayar ortamında karar verildi. Gölün renginden dolayı yörede daha çok yeşil ve sarı renk hakim; biz de buna uyumlu olarak binaları yeşil, sarı ve turuncu tonlarda boyadık. Ayrıca sandallarda kullanılan kırmızıya da yer verdik. Doğadan çıkan bir renk armonisi oldu. Kendini gösterirken fazla öne çıkmayan renkler kullandık. Aynı Gölyazı Yöresel Dönüşüm Projesi Koordinatörü Görsel Sanatçı Gül Ilgaz renklerin yan yana gelmemesini sağlayarak bir kombinasyon oluşturduk. Bu seneyse daha fazla ton kullanmayı düşünüyoruz Binalar boyanarak beldeye En çok kullanılan bölge, cadde ve sokaklarda başlanan projenin ilk aşaması geçen sene tamamlandı. Toplum Gönüllüleri Vakfı ve Gençtur vasıtasıyla yurtdışından gelen gönüllü öğrenciler binaların büyük bir kısmını boyadı. Kalan kısım ise bu sene boyanıyor. Geçtiğimiz yıl 250'yi aşkın binanın boyandığını dile getiren Gül Ilgaz, bu dönemde de seksene yakın evin boyanacağını söylüyor. Gül Ilgaz şöyle devam ediyor: "Gölyazı Yöresel Dönüşüm Projesi, sosyal bir proje yapma ihtiyacı duymamdan doğdu. Seneler önce bir seyahatten dönerken Gölyazı'ya uğramış, bir iki saat geçirmiş ve burada yaşamanın hayalini kurmuştum. Bir sanatçı olarak kolektif bir çalışma yapma ihtiyacı duyuyordum. 2003 yılında da Gölyazı'yla ilgili bir hayal kurdum ve diğer insanlarla paylaştım. Gölyazı'ya ne katkım olabilir diye düşündüm ve eğitimim ve mesleğimden ötürü boyayla ilgili bir şeyler yapabileceğime kanaat getirdim. Aklıma buranın evlerini boyayarak bir yenilik ve hareket katma fikri geldi. Bu evler değişik renklerde boyanabilir diye düşündüm ve belediye başkanıyla görüştüm. Ondan da pozitif bir yanıt alınca bu fikri bir workshop'a katılmak amacıyla Kanada'ya gönderdim. Viyana'da gördüğüm bir bölge, kıvrık desenler ve parlak renkler kullanılarak baştan başa boyanmıştı. Çok hoşuma gitmişti. Ama bu renkleri bilgisayarda Gölyazı'ya uyguladığımda çok çirkin bir görüntü ortaya çıktı. Bundan dolayı projeye belli bir mesafede durarak yaklaştım. İkinci aşama olarak da sanatçıları bu yöreye getirmek, bu yörede çalışmalarını sağlamak ve oluşturdukları sanat eserlerini Gölyazı'da bırakmalarını temin etmek olarak belirledim. Gölyazı'yı bir sanat parkına dönüştürmek istiyorum. İnsanlar sokak, meydan ve caddelerde gezerken çağdaş sanat eserleriyle karşılaşacaklar ... " ÇAT&I CEPHEE• YLÜL-EK/iM2006 35

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=