Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 43. Sayı (Mart-Nisan 2013)

25 ÇATI & CEPHE • MART - NİSAN / 2013 ve Montajı (Özgür Tuna) ve Future Facades (Prof. Dr. Ulrich Knaack -TU Delft, HS OWL) konularında verilen teorik eğitimlerin yanı sıra Dekoral Alüminyum ve Kalebodur’un katkılarıyla uygulama eğitimleri de gerçekleştirildi. Seminerin son gününde düzenlenen “Yenilikçi Cepheler” konferansında ise cephe malzemesi, sistemler ve eğitim konuları tüm detaylarıyla ele alındı. Konferansa, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ilk kadın rektörü Prof. Dr. Gülsün Sağlamer, İngiltere Bath Üniversitesi’nden Dr. Stephen Ledbetter, Hollanda Delft Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mick Eekhout, Almanya Hochschule Ostwestfalen-Lippe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ulrich Knaack, Mimar Boran Ekinci ve Mimar Cem Altınöz konuşmacı olarak katıldı. Geleneksel sistemlerle çözüm mümkün değil Konferansta konuşan Prof. Dr. Gülsün Sağlamer, İTÜ rektörlüğü döneminde cephelerle ilgili akademik çalışma başlattıklarını belirterek, “İklim değişikliği ve azalan kaynakların yaptığı baskılar, yapı sektöründe önemli değişimlere neden oldu. Eski geleneksel sistemlerle cephe konusunda çözüm üretmek mümkün değil. Eğitim sistemlerinde yapılacak inovasyonla mimar ve mühendisler yetiştirmeliyiz. Bu şekilde, devlet ve özel sektörün işbirliğiyle yapı sektörünün çağdaş bir seviyeye çıkarılması hedeflenebilir.” dedi. Cepheler gürültüyü de önlemeli İngiltere Bath Üniversitesi’nden Dr. Stephen Ledbetter ise cephe konusunda iklim koşullarının değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Yenilikçi cephelerin soğuk ya da sıcağı dışarıda tutarken gürültüyü de önlemesi gerektiğini belirten Ledbetter, “Cepheleri tasarlayan ve uygulayan birçok aktör var. Müteahhitlerden mühendis ve sistem tedarikçilerine kadar her aktörün farklı bir bakış açısı bulunuyor. Bizim burada yaptığımız şey, kişileri nasıl eğiteceğimizi ve kendimizi nasıl geliştirebileceğimizi düşünmek.” diye konuştu. Türkiye’nin inovasyon anlamında yapması gerekenler var Hollanda Delft Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mick Eekhout da günümüzde çok katlı modern bina yapımının hız kazanmasıyla birlikte, cephe tasarımının da önemli hale geldiğini söyledi. Eekhout, “Bu konuda Türkiye’nin inovasyon anlamında yapması gerekenler var. Türkiye’de Ar-Ge’ye ayrılan oranı gözönüne alırsak, diğer ülkelere kıyasla daha gidilmesi gereken çok yol olduğunu düşünüyorum.” dedi. Geleceğe yönelik sürdürülebilir yenilikçi teknolojilerin önemine değinen Almanya Hochschule Ostwestfalen-Lippe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ulrich Knaack de konuşmasında, enerji ve fonksiyonelliğin cephe konusunun iki önemli unsuru olduğunu vurguladı. Cepheye sanat unsurları da dahil edilebilir Çok sayıda önemli projeye imza atan ödüllü mimar Boran Ekinci ise konuşmasında cephe kavramını endüstriyel açıdan ele aldı. Cephenin ışıktan ısıya, sesten hava koşullarına kadar pek çok ögeyi kontrol eden bir mekanizma olarak algılandığını söyleyen Ekinci, “Cephe, bu özelliğinin dışında kendi işlevi olan bir mekan da olabilir. Reklam ve farklı amaçlar için de kullanılan cepheye sanat unsurları da dahil edilebilir. Bunların her birinin mimariye farklı yansımaları var. Bu yansımalar diğer işlevlerle kombine edilerek ortaya farklı sonuçlar çıkarılabilir.” dedi. Türkiye’de her şeyin sorumlusu mimar! Konferansa katılan ödüllü mimarlar Enis Öncüoğlu ve Cem Altınöz ise çalışmalarında geniş bir coğrafyaya hizmet verdiklerini belirterek, katılımcılara tecrübelerini aktardı. Farklı kültürlerin farklı teknolojik altyapıları beraberinde getirdiğini vurgulayan Enis Öncüoğlu, “Şirket olarak yabancılarla çalışmanın farklı yanlarını aldık. Yurtdışında yapılacaklar ve yapılmayacaklar kurallarla bellidir. Türkiye’ye baktığımızda ise her şeyin sorumlusu mimar gibi görülüyor. Ancak bu sorumlulukların çoğu zaman mimarlara bırakılmadığı ise bir gerçek.” şeklinde konuştu. 8 gün süren “Cephe Tasarımı: Geleceğin Cepheleri, Cephelerin Geleceği” Semineri’nin sonunda, katılımcılara Katılım Sertifikası verildi.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=