ÇATI & CEPHE • MART - NİSAN / 2013 30 röportaj lar... Bu konularda ÇATIDER kendini nasıl konumlandırıyor, ne düşünüyor, ne öneriyor ve nasıl bir işlev yerine getiriyor? Nazım Yavuz: Ülkemizde 81 ilin 55’i birinci derece deprem bölgesinde ve nüfusumuzun yüzde 95’i deprem tehdidi altında yaşıyor. Türkiye, depremin zararlarını gelişmiş ülkelere oranla çok daha ağır yaşıyor. Çünkü ülkemizdeki konutların 12 milyona yakını gecekondu ve kayıtsız konutlardan oluşuyor. Konut stoğunun yüzde 60’ı da 20 yaşın üzerinde. Tüm bunlara ek olarak gözardı edilen hayati bir konu var, o da çatılar... Türkiye’de yaklaşık 16 milyon binanın çatı ve cephe yalıtımı yok. Bu 16 milyon çatı aynı zamanda bugünkü çağdaş çatıların kalitesini sağlamaktan çok uzak. Deprem anında güvende olabilmemiz için yapıların temelden çatıya kadar her bölümünün dikkatli projelendirilmesi ve inşa edilmesi gerekiyor. Bu bağlamda depreme karşı dayanıklı bina yapılırken binanın mimarisi, zemin etütleri, zemin kalitesi, mukavemet ve taşıma hesapları, kullanılacak demir donatı, beton tip ve kaliteleri ile yapı malzemeleri ve inşaat teknikleri çok önemli. Tüm bunlar kadar önemli bir diğer konu ise çatılar. Çünkü çatılar bina içinde depremi en çok hisseden kısım. Çatı bütün bir sistemdir. Depremde çatıların davranışı söz konusu olduğunda sadece çatı kaplama malzemelerinin ağırlığının düşünülmemesi gerekiyor. Depremde yerinde kalacak, hasar görmeyecek ve çevresinde tehlike yaratmayacak çatılarda dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var: Güvenli çatı yapımında yapının tipine göre mimar veya mühendis tarafından hesaplanmış, tüm detaylarıyla çizilmiş, malzemeleri tarif edilmiş bir projenin olması gerekiyor. Çatı bütünü içindeki, özellikle kalkan duvar, parapet, baca gibi yapı bileşenleri deprem sırasında yıkılmayacak, yapıdan ayrılarak çevreye savrulmayacak şekilde projelendirilmeli ve projeye uygun olarak inşa edilmeli. Projelendirmede bölgesel iklim şartları dikkate alınmalı. Proje, özellikle karlı bölgelerde üzerinde kar birikmiş çatı, aynı zamanda rüzgar ve deprem etkisi altındaki davranışı dikkate alınarak yapılmalı. Çatılarda kullanılacak malzemeler de önemli. Yapının tipine, coğrafi konuma ve standartlara uygun doğru malzemelerin, ürün kullanım kılavuzlarına uygun olarak kullanılması gerekiyor. Projede tarif edilen malzemelerin proje sahibinin onayı olmadan ve projede gerekli revizyonlar yapılmadan değiştirilmemesi gerekli. Çatıların rüzgar ve deprem bağlantıları hayati önem taşıyor. Şiddetli rüzgarlı havalarda olduğu gibi depremlerde de sıklıkla rastlanan çatı uçma olaylarının önüne geçilebilmesi için özellikle çatının binaya doğru bağlanmasına özen gösterilmesi gerekiyor. Çatılar, deprem olmasa bile binadaki durumları gereği sürekli basınç ve çekmeye maruz kalıyor. Çatıların betonarme malzemeye bağlantıları, her yönde gelebilecek yükleri alabilecek şekilde uygulanmalı. Sadece çivilerle yapılan bağlantılarda uzun vadede performans düşer. Vida ve ankraj sistemleri kullanılmayan, yani betonarme yapıya sabitlenmeyen yanlış uygulamalar, bu noktalarda zayıflığı ve deprem açısından ciddi riskleri oluşturur. Türkiye’de çatılar sadece dikey kuvvetler gözönüne alınarak, zaman zaman işin ehli olmayan kişiler tarafından yapılıyor. Depremdeki yatay yükleri karşılayan çapraz bağlantıların çatı, kolon, makas düzlemlerinde yapılmaması veya eksik yapılması, deprem anında hasar ve yıkımlara sebep oluyor. Çatıda var olabilecek ve deprem sırasında daha kuvvetli yüklere dönüşebilen kar yükü gibi hususlar da dikkate alınarak bağlantıların yapılması gerekiyor. Bina içinde depremi en çok hisseden kısım çatılardır. Çatı elemanlarının duvarlarla bağlantılarının da doğru şekilde yapılmaması, büyük zararlara neden olabilir. Deprem sırasında kalkan duvarların devrilmeleri ya da en azından sıva parçalarının düşmesi, sık
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=