Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 45. Sayı (Temmuz-Ağustos 2013)

ÇATI & CEPHE • TEMMUZ - AĞUSTOS / 2013 42 bir mimar; ve cephe “her şeyi yirmi santimetrede halletme” düzeninin çok geçerli olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla mimarlık ofisi olarak son yaptığımız yapıları incelerseniz, bu cidarların olabildiğince geniş kurgulandığını, içinde birçok özelliği taşıyabilecek bir yapıda olduğunu görürsünüz. Mesela hem doğal, hem de ekolojik bir malzeme olarak gördüğümüz ahşap ve taş gibi malzemeleri bolca kullanmayı seviyoruz. Sıvanın da usulüne uygun yapıldığı takdirde çok yanlış bir malzeme olmadığını düşünüyorum. Özellikle 20. yüzyılda üretilen yapıların cephe sistemleri çok kırılgan. Tıpkı otomobillerde olduğu gibi bir yerleri çizilince ya da cam kırılınca oluşan görüntü çok rahatsız edici. Yani eski yapılar gibi değil. Mesela biz Esma Sultan Yalısı projesinde çalışırken, önümüzde sadece pencere boşlukları olan, camları bile bulunmayan tuğla bir bina vardı. Buna rağmen çok güzel görünüyordu. Eski binalar, camı, çerçevesi olmadan da güzel görünüyorlar. Fakat yeni yapılar bu şekilde olduklarında “bitmemiş” bir inşaat gibi rahatsız edici bir görüntü oluşturuyorlar. Göz de onu eski yapılardaki gibi tamamlayamıyor. Tamir veya bakım halindeyken de birden değersizleşiyorlar. O yüzden ancak yapılar gelecekte kendi arazlarını halledebilirlerse, yani nanoteknolojik boyalar veya kaplamalarla üzerlerinde oluşan deformasyonu kendi kendine kapatabilecek, kendi kendini tamir edecek materyaller yaygınlaşırsa, belki bu konuda başka bir noktaya gelinecek. Ama taş, ahşap veya sıva gibi doğal malzemelerden uzaklaştıkça bu sorun devam edecek gibi görünüyor. Bu tür doğal malzemelerin ömürlerinin uzun olduğunu, hatta güzel yaşlandıklarını düşünüyorum. Dolayısıyla güzel yaşlanan cepheleri seviyorum. Artık günümüzde şehirlerin altyapılarının çok pahalı olmasından kaynaklanan bir nedenle, kendi kendine yeten binaların çoğalması gerektiğine inanıyorum. Enerjisini kendi üreten, alternatif enerji kaynaklarını kullanan, şehir altyapısından bağımsız, pis suyunu kendi dönüştüren binaların yaygınlaşması, çevresel anlamda da bir zorunluluk haline gelmeye başladı. Bunlar tabii ki çatı ve cephelerden beslenecekler. Diğer taraftan çatıları da sadece güneş enerjisi “Özellikle 20. yüzyılda üretilen yapıların cephe sistemleri çok kırılgan. Tıpkı otomobillerde olduğu gibi bir yerleri çizilince ya da cam kırılınca oluşan görüntü çok rahatsız edici.”

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=