Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 58. Sayı (Eylül-Ekim 2015)

44 ÇATI & CEPHE • EYLÜL - EKİM 2015 Y. DOÇ. DR. SEMİHA KARTAL Araş. Gör. Şule Yılmaz Erten Y. MİMAR ÖMER CHOUSEIN Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi makale Biyoklimatik Mimari’nin Enerji Verimliliği Açısından Önemi ve Uygulama Örnekleri 1. GİRİŞ Dünya nüfusu ve teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesi, enerji talebinin artmasına, buna karşın enerji kaynaklarının hızla tükenmesine neden olmaktadır. Ülkelerin büyük bir çoğunluğu enerji gereksinimlerini karşılayabilmek için fosil yakıt tüketmekte ve gelirlerinin büyük bir kısmını enerji ithalatına ayırmaktadırlar. Özellikle 1970’li yıllarda yaşanan enerji krizi, bunun en somut örneklerindendir. Dünya genelinde tüketilen enerjinin yüzde 40’lık bir kısmının yapıların ısıtılması, soğutulması ve aydınlatılması için kullanıldığı gözönüne alındığında, sürdürülebilir mimari adına atılacak en önemli adımın, yapıların enerji etkin olarak tasarlanmaları olduğu anlaşılmaktadır. Binaların ısıtma, soğutma ve aydınlatma gereksinimlerinin karşılanmasında güneş, rüzgar ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından pasif olarak yararlanma yöntemleri biyoklimatik mimarinin ana hatlarını oluşturmaktadır. Biyoklimatik Mimari’de, dış ortam ile iç ortam arasında opak ve saydam bileşenlerden oluşan seçici bir kabuk oluşturulmakta ve bu sayede dış ortamın istenmeyen etkilerinden korunurken, gereksinim duyulan etkilerinden de yararlanılmaktadır. 2. BİYOKLİMATİK MİMARLIĞIN GELİŞİMİ İnsanoğlu ilk çağlardan beri çevresini denetim altına almak, amaçlarına ve etkinliklerine uygun olarak şekillendirmek çabasına girmiştir. İklimsel etmenler yapay çevreyi şekillendirmiştir. Tarihsel görünüm, insanın binlerce yıldır güneşten gelen yaşam ve enerji akışının bilincinde olduğunu ve güneş enerjisini kışın içeriye alan, yazın da dışarıda bırakan binalar yaptığını göstermektedir. Bu bağlamda biyoklimatik mimarinin yeni bir yaklaşım olmadığı, enerji verimliliği konusunun her dönem düşünülmüş olduğu, Sokrates’in “Güneş Evi” ile örneklendirilebilir. Sokrates’in, M.Ö. 470 yılında yapmış olduğu Güneş Evi ve Hipokrat’ın “Hava, Su ve Yerler Hakkında” adlı eserinde biyoklimatik mimarinin yaklaşımları açıklanmıştır. Başlıca ortak hedefleri, insan ile çevre arasında uyumlu bir ilişki kurulmasını sağlayan yapılar inşa etmektir [1]. Ayrıca bu bilincin mimariye yansıması olan Frank Lloyd Wright “Doğal Ev” (Natural House) kitabında, mimari tasarımın doğa ile organik bir bütün oluşturan ve yaşayan bir organizma oldu-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=