48 ÇATI & CEPHE • KASIM - ARALIK 2015 haber & röportaj ÇATI&CEPHE: “Gözlerim Kum Torbası” ikinci öykü kitabınız, değil mi? ERDENER ILDIZ: Evet, ilk kitap “Hapşırık” bir anı-öykü kitabıydı. Buysa tamamen öykülerden oluşuyor... İlk kitabım “Hapşırık”ta tamamen anılara dayalı olarak üçüncü şahıs dili kullanarak öyküler yazmıştım. O kitap yayınlandıktan sonra, biraz daha konuya bilinçli yaklaşmak adına öykücülük tekniklerinin öğretildiği bir yazma atölyesine katıldım. İlk kitabı yazarken, gerçek olayları yazmazsam yalan söylüyormuşum gibi bir baskı vardı üstümde. Bu baskı olunca da anılarınızı yazıyorsunuz ya da etrafınızdan dinlediğiniz yine gerçek yaşanmışlıkları yazıyorsunuz. Sonuçta anılar oluyor yazdıklarınız. Atölye çalışması, bu şartlanmışlığı bir anlamda kırdı. Öyküde istediğin karakterleri yaratabilmek, bunları çeşitli olaylar içinde kullanmak mümkün. Yarattığınız karakterler gerçekçi ve olaylar da inandırıcı olmalı tabi. Bir anlamda özgürleşiyor insan. İşte bu ikinci kitapta yer alan öykülerde bu anlayışla ortaya çıktı. ÇATI&CEPHE: Yoğun iş hayatınızın yanı sıra sanat ve edebiyat çalışmalarına da zaman ayırıyorsunuz... ERDENER ILDIZ: Türkiye’de kitap okuma oranının düşük olduğunu hep söyleriz ama kitap yazma oranının çok daha düşük olduğundan hiç bahsetmeyiz. Çünkü okumamak biraz da olsa yadırganır da, kitap yazmamak hiç yadırganmaz. Bundan dolayı kitap yazanın yok denecek kadar az olduğundan hiç şikayet edilmez. Bir toplumun gelişmişlik düzeyi, okuyanın çokluğu kadar, yazanın da çokluğu ile ölçülür. Kısa sayılabilecek yaşamımızda yaşadıklarımızı, deneyimlerimizi mevcut ve gelecek kuşaklara aktarmak, en erdemli görevlerimizden biridir. Anıların “hatırda kalacağına satırda kalması”, kalıcılığı açısından büyük önem taşır. Şöyle bir geriye doğru düşünelim, ailemizde kaç kişiden geriye, yazdığı bir kitap kaldı. Bırakalım bir kitap yazmayı, hatıra defteri bırakan kaç büyüğümüz var. Miras olarak arkalarında en azından yaşadıklarını anlatan bir kitap bıraksalardı hanlar, apartmanlar bırakmaktan daha yararlı bir miras bırakmış olurlardı gelecek nesillere. Bıraktıkları han ve hamamlardan en fazla onlardan sonraki birkaç nesil yararlanır, ancak bırakılan bir kitaptan, sonraki tüm nesiller yararlanır. Esas tükenmeyen servet bırakılan bu kitaplardır. Kitap yazmak önemli bir meziyettir. Kitap yazan kişilere gerekli saygıyı ve desteği vermek gerekir. Birçok dostla konuştuğumda, çok konuşkan olmalarına rağmen yazmaya gelince bir satır yazı yazmakta zorlandıklarını söylediklerinde çok şasırdım. Demek ki yazmak da ayrı bir özellik ya da yetenek gerektiriyor. Ancak yazma yeteneğiniz zayıf olsa bile söylediklerinizi yazıya dökecek birilerini bulup anılarınızı ve deneyimlerinizi kitaplaştırmanız mümkün. En azından bunu yapmak ve sonuçta anılarınızı gelecek nesillere taşımak önemli bir hedeftir. ÇATI&CEPHE: Yazdığınız kitaplardan bir gelir elde ediyor musunuz? ERDENER ILDIZ: Hayatınızı yazarlıktan kazanmıyorsanız, bir kitap yazdığınızda genellikle ticari bir amacınız olmaz. Ancak kitabınız da okunsun istersiniz. Kitabınızı okuyacak olanlar da tanıdıklarınızdır. Çünkü tanınmış bir yazar değilsiniz, kitabınız büyük reklamlar eşliğinde piyasaya çıkmaz. Kitabınızın yayınlandığını genellikle siz çevrenize duyurursunuz. Kitabınızın yayınlandığını duyan her dostunuz, bir nüshayı imzalayıp kendilerine takdim etmenizi bekler. Böylece kitabınızı alacak yegâne kitle, sizin kitabınızı almaz. Kitabınız başkalarının da umurunda olmadığı için kitabınız satmayan kitaplar katagorisine düşer ve yayıncınız nezdinde itibar kaybına uğrarsınız. İkinci bir kitap yazma yönündeki hevesiniz de kırılır. Yazar, çoğu kez böyle kitap edinmiş dostlarının kitabını okumadıklarını da anlayınca çok daha büyük hayal kırıklığı yaşar. Hâlbuki dost diye bildiklerinizin temel görevi, kitabı alıp yazarına kendisi imzaya getirmesidir. Bu yazarı yüreklendiren, teşvik eden ve ona değer veren bir davranıştır. Yazarın kitabını okuyan dostları, iletişimde oldukları kişilere de kitabı tavsiye ederek, okuyucu kitlesinin artmasına katkı sağlamaya çalışmalıdır. Dostunuzun kitabının okunduğunu gören, yazmaya istekli diğer dostlarınızı da böylece yüreklendirmiş olursunuz. Tanıdığınızın kitabını okuduktan sonra muhakkak olumlu ya da olumsuz tüm görüşlerinizi yazara bildirmeniz, dostunuza en büyük destektir. Bu bildirimler onun gelişimine ve daha yetkin eserler üretmesine en büyük katkıyı yapar. Yazmak, ölümün elinden bir şeyleri kurtarmaktır. Kurtaranlara destek olmak ve onları yüreklendirmek, dostların temel görevidir. Erdener Ildız İkinci Kitabını Yayınladı Ildız Bond Genel Müdürü, ÇATIDER Kurucu Başkanı ve dergimizin yazarlarından Erdener Ildız, ikinci kitabını yayınladı. “Gözlerim Kum Torbası” adını taşıyan kitapla ilgili Erdener Ildız’dan bilgiler aldık…
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=