ÇATI & CEPHE • OCAK - ŞUBAT 2016 28 panel CIHAN KALAY / Mimar cihankalay@gmail.com www.cihankalay.com Eski yazılarımda sürekli olarak, Türkiye’den iki-üç panel firmasının yirmi milyon metrekare sandviç panel satışını yakalayabilme olasılığından bahsetmiştim. Bu yazımda, gelecekte Türk panel üreticilerini bekleyen ve aslında ulaşılmasının hiç de zor olmadığına inandığım daha iyi aşamalara nasıl gelebileceğimiz konusuna giriş yapmak istiyorum (Bazı arkadaşların, Türkiye’de böyle bir panel pazarının olmadığını, mevcut panel talebinin ve satışının çok daha az olduğunu söylediğini duyar gibiyim). Konuya girmeden önce mevcut duruma bir bakacak olursak... Yurdumuzda yıllık beş milyon metrekarelik üretimi aşmış birkaç firma mevcuttur. Sandviç panel satışında yıllık beş milyon metrekareyi geçmiş olmak küçümsenemeyecek, büyük bir tecrübedir. Bu büyük tecrübenin firmalarımızca çok iyi değerlendirilmediği düşüncesindeyim. Sektördeki firmalarımızın çoğu, uzun yıllar içinde, çok daha fazla büyümeleri gerekirken büyüyememiş ve hatta küçülmeye başlamış durumdadırlar. Rekabetin sadece fiyata indirgendiği toz duman içinde kafası karışmış durumda olan firma yöneticilerimize, sakin olmalarını, sahip oldukları tecrübe ve becerileri önemseyerek, dünya firması olabilmek düşüncesi ile beş, on yıllık planlar yapmalarını ve bu planları koruyarak uygulamalarını öneririm. Sektöre yeni girecek bir firmanın bile çok da uzun olmayan bir süreçte, yirmi milyon metrekare satışı yakalayabilme olasılığının olması, sektöre profesyonelce değişik firmaların katılabileceği düşüncesini kuvvetlendirmektedir. Yirmi milyon metrekare satışın, yıllık yaklaşık üç yüz elli, dört yüz milyon dolar ciro anlamına gelmesi, işin ciddiyetini çok daha iyi anlatmaktadır. Sektöre yeni giriş yapacak firmalar için yeni bir sandviç panel üretim hattına sahip olmanın maliyetinin (sahip olacağı teknik özellikler ve üretim kapasitesine bağlı olarak) bir milyon TL ile on milyon Euro arasında değişmesi, yani ilk yatırım maliyetinin düşük olması, sektöre yeni girişlerin devam edeceği anlamına da gelmektedir. Sektöre yeni girmekte olan ve yakın tarihlerde giriş yapacak olan firmalara, aramıza hoş geldiniz derken, başlangıç anından itibaren hedef pazarlarının, “dünya” olması gerektiğine dikkatlerini çekmek isterim. Sizlerden ricam, bir veya iki milyon metrekare yıllık satışı kendinize ana hedef seçmemenizdir. Tabii ki gelişme aşamalarında bir, iki milyon metrekare satışlardan geçilecektir, fakat bence ilk hedefin yıllık yirmi milyon metrekare olarak belirlenmesi, bugün hayal bile edilemeyecek değişik hedefleri düşünülebilir ve gerçekleştirilebilir kılacaktır. Sektörde uzun yıllar yer almış fakat çok da başarılı olamamış firmalarımızın içinde bulundukları durumun sebeplerini anlamaya çalışacak olursak, ilk olarak Ar-Ge ’ye gereken önemin verilmemesi olduğu görülecektir. Gerçekleşen münferit, birkaç Ar-Ge girişimi sonuç almadan (faydası görülemeden), gereksiz para harcanıyor düşünceleri ile kapatılmış, kadroları dağıtılmıştır. Aynı firma içinde, yönetici değişiklikleri ve yeni gelen insanlar sebebiyle üç, beş yıl sonra yeni Ar-Ge çalışmalarına başlanabilmekte, fakat ne yazık ki eski Ar-Ge çalışmaları dokümanları, işe yaramayan gereksiz bilgi olduğu düşüncesi ile imha edilmiş olduğundan, bilgi geliştirilememekte ve tüm çalışmalara yeniden başlanmaktadır. Bu kısır döngü sektörde, Ar-Ge‘nin fayda sağlamayan, sadece para harcanmasına sebep olan gereksiz Sandviç Panelde Dünya Markası Çıkarabilme
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=