Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 64. Sayı (Eylül-Ekim 2016)

ÇATI & CEPHE • EYLÜL - EKİM 2016 23 nin perfore edilmesiyle panellere akustik özellik de kazandırıyor. Bu özellik, kanalların çoğaltılmasıyla ve kanal içlerine ses yutucu malzeme yerleştirilerek daha da güçlendirilebiliyor. Bu “Çok Amaçlı Kanallar” iç mekanda aydınlatma ve enformasyon aktarımı amaçlı kurulacak bilgi-iletim sistemlerinin tasarımı için de estetik yönden güçlü hazır seçenekler sunuyor. Yangın söndürme, ısıtma-soğutmahavalandırma, hafif kablolama, akustik, aydınlatma ve enformasyon aktarımı, çatı ve cephe kaplama panellerinin kullanıldığı tüm yapıların iç mekanlarında ihtiyaç duyulan fonksiyonlar. Tüm bu fonksiyonlarla ilgili sistemler bugünkü inşaat tekniğine göre çatı ve cephe panellerinin montajı bittikten sonra işçilik, malzeme, zaman harcanarak ve karşılığında maliyet oluşturarak ayrı ayrı yapıya ekleniyorlar. Yapı iç mekanına bu sistemler sonradan yerleştirildiğinde, esasında bir görüntü karmaşası/kirliliği ortaya çıkıyor. Buna ilave olarak hiç farkına varılmasa da bu sistemlerin üzerleri, girinti ve çıkıntıları esasında “büyük açıklıklı iç mekanda” tozlanma, kirlenme, böceklenme yuvaları haline geliyor. İç mekanın büyüklüğü dolayısıyla düzenli temizlenme fırsatı olmadığından bu problem yıllar içinde artıyor. Alışılmış inşaat sürecinin bir parçası olarak dikkat çekmeyen, farkına varılmayan bu görüntü kirliliği ve tozlanma, kirlenme, böceklenme olgusu inşaatın bitimiyle yapının bir parçası haline geliyor. İşte “Çok Amaçlı Kanallar”, çatı ve cephe panellerinde tüm bu fonksiyonları kanalların içinde ek malzeme, işçilik, zaman ve bunların karşılığında maliyet gerektirmeden çözüyor. Böylece çatı ve cephe panellerinin düzgün, pürüzsüz, pırıl pırıl yüzeyleri ile iç mekanın bitirilmesini sağlıyor. Görüntü kirliliği ortadan kalkarken iç mekan mimarisi toz, kir, böcek yuvalarından arındırılıp yüksek kalitede bir hijyenik ortam haline geliyor, iç mekanın estetik kalitesi yükseliyor. “Çatı ve cephe panellerine ‘Çok Amaçlı Kanallar’ sayesinde kazandırılan şüphesiz önemli yeni özellikler var... Fakat bununda ötesinde çok önemli bir özellik daha bulunuyor. Bilinen şekliyle çatı ve cephe panelleri kendi zati ağırlıklarıyla birlikte çatıda rüzgar+kar, cephede ise rüzgar yüklerini taşıyacak özellikteler. Rüzgar dediğimiz zaman rüzgar basıncının yanı sıra rüzgarın etkisiyle ters yönde oluşan emme kuvvetleri de kast ediliyor. Bu panellerin güçlü yük taşıma kabiliyeti, aradaki ısı yalıtım malzemesinin her iki yüzdeki metallere sıkıca yapışarak malzemeyi kompozit hale getirmesiyle ortaya çıkıyor. Kompozit hale gelen malzeme yük altında kendisini oluşturan bileşenlerin (alt ve üst metaller ve arada ısı yalıtım malzemesi) ayrı ayrı taşıyabileceği yüklerin toplamından daha fazla yük taşır hale geliyor. Çünkü yapışmayla birlikte tüm bileşenler yük altında tek bir malzeme gibi davranıyor. Bu kompozit davranış, ısı yalıtım malzemesiyle metal kaplamalar arasındaki yapışma yüzeyinin büyüklüğüne bağlı olarak artıyor. Diğer taraftan çatı ve cephe panellerinin yük taşıma kabiliyetleri ne kadar yükseltilebilirse çatıda aşık cephede kuşak aralıkları o kadar daha genişliyor. Daha geniş aşık, kuşak aralıkları yapının taşıyıcı sistemini ha†‡etiyor. Bu ise yapı maliyetini düşürüyor. Panelin yük taşıma kabiliyeti, malzeme kalınlıkları (metal ve ısı yalıtım malzemesi) artırılarak ve/veya çatı panellerinde oluklar büyütülerek, sayıları artırılarak sağlanabiliyor; fakat bu adımların her biri panel maliyetini yükseltiyor. Panel tasarım mühendisliği bu çelişkiyi fayda-maliyet optimizasyonu çerçevesinde çözüyor. Bugün dünyada çatı cephe panel formları bu optimizasyon yapılarak yük taşıma bazında gelebilecekleri en uygun noktaya getirilerek gelişimini tamamlamış, bu anlamda standart hale gelmiş durumdalar. İşte ‘Çok Amaçlı Kanallar’, çatı ve cephe panellerinin yük taşıma kabiliyetlerine, tıkanmış oldukları bu noktada yeniden bir sıçrama fırsatı sağlıyor. Kanallar metal kalınlıkları, formları ve yapışma yüzeyinin genişlemesine olan katkılarıyla yük taşıma kabiliyetinin artması için önemli bir fırsat sağlıyorlar. Böylece yapıda daha geniş aşık, kuşak aralıklarının kullanılabilmesi için önemli bir kapı açılıyor. Bu durum bir taraftan taşıyıcı sistem maliyetlerini aşağıya çekerken, aynı zamanda daha yüksek teknoloji içeren taşıyıcı sistem çözümlerini kullanabilmeye ve onların daha geniş açıklıklara dayalı estetik potansiyelini hayata geçirmeye de olanak sağlıyor”. Y. Mimar Cüneyt Pekel: “Önemli Özelliklere Sahip”

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=