ÇATI & CEPHE • EYLÜL - EKİM 2016 35 İnebolu’da 1959 yılında doğan ve ilk, orta, lise eğitimini İnebolu’da tamamladıktan sonra 1979 yılında Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ne birincilikle giren AE Mimarlık’ın Kurucusu Mimar Ahmet Erkurtoğlu, 1983 yılından 1991 yılına kadar Kadıköy’de mimari bir ofiste çalıştıktan sonra 1991 yılında AE Mimarlık’ı kurmuş... 2005-2010 yılları arasında İstanbul’da Anıtlar Yüksek Kurulu’nda kurul üyesi olarak da görev alan Erkurtoğlu, yurtiçi ve yurtdışında birçok konseptte milyonlarca metrekare projeye imza atmış. Referansları arasında konutlar, iş merkezleri, rezidanslar, hastaneler, alışveriş merkezleri, oteller, spor tesisleri, dini tesisler ve huzur evleri gibi farklı fonksiyonlarda çözümler yer alan Erkurtoğlu’nun önemli bir özelliği de kentsel dönüşüm projelerinin yoğun olarak hayat bulduğu İstanbul’un Kadıköy ilçesinde en çok proje üreten mimarlardan birisi olması. Ahmet Erkurtoğlu son dört yıldır bölgede iki yüzü aşkın projeyi hayata geçirmiş ve bir milyon metrekarelik projeye imza atmış. Fikirtepe’nin ilk kentsel dönüşüm projesi olan “Evim Kadıköy”ün de mimarı olan Mimar Ahmet Erkurtoğlu, bununla birlikte kentsel dönüşüme en fazla eleştiriyi yapan mimarlardan birisi olma özelliğine de sahip... Biz de “Böylesi bir kentsel dönüşüme karşıyım” diyen Erkurtoğlu ile hem kentsel dönüşüm hem de çatı ve cephe sektörlerine yönelik görüşlerini paylaştığı bir röportaj gerçekleştirdik. İşte Erkurtoğlu’yla yaptığımız röportajdan bazı satırbaşları... Kentsel değil, binasal dönüşüm yaşanıyor “Türkiye’de ‘Kentsel Dönüşüm’ kavramı üzerinde halâ tam bir uzlaşma sağlanabilmiş değil. Şu an kentsel dönüşüm ada bazında değil, parsel bazında gerçekleştiriliyor. Bu yüzden de proje metrekare alanları ve insanların yaşam alanları giderek küçülüyor. Meslek birlikleri, mimarlar, inşaat firmaları dönüşümdeki doğru ve yanlışları masaya yatırıyorlar ancak kentsel dönüşüm ‘rant’ olarak algılanmaya devam ediyor ve konutlarda insanların oturacağı, yaşayacağı gözardı ediliyor. Kentsel dönüşüm adı verilen ‘binasaldönüşüm’le birlikte Kadıköy’de şu an tam bir kaos yaşanıyor...” Kente yük biniyor “Kentsel dönüşümün kente bir katkısı olmadığına, aksine kente yük bindirdiğine inanıyorum. Bu dönüşümün parsel bazında değil de ada bazında yapılması, adalarda emsal transferleri yapılarak yeni donatı alanlarına muhakkak yer ayrılması gerekiyordu. Aksi takdirde yolların, altyapının, donatı alanlarının değişmediği bu dönüşümde, yaşadığımız kente daha çok yük bindirmiş olacağız ve yaşamaya çalıştığımız kenti daha da yaşanılmaz hale getireceğiz. Bina ve nüfus yoğunluğunu artırıyoruz. Kadıköy’ün dokusuna zarar veriyoruz. Binaların yenilenmesi deprem açısından tabii ki doğru ama bu şekilde olmaması lazım. Bir buçuk milyon metrekarelik araziye sahip Fikirtepe’de ne yazık ki bir şehir meydanı bile bulunmuyor”... Sürdürülebilirlik, projenin başında ele alınmalı “Parsellerde, maalesef ağaçları bile koruyamadığımız durumlar oluyor. Bina bazında da arzu edilen uygulamaları yapmakta zorlanıyoruz. Mesela sürdürülebilir Yeşil Binaların yatırım maliyetleri çok yüksek olmamasına rağmen yatırımcı çoğu kez ekstra maliyete muhalif oluyor. Öncelikle bu konuda yatırımcıların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Sürdürülebilirliğe öncelikle yatırımcıların gönül vermesi şart. Yatırımcı sertifikalı bir binayı satış ve pazarlama unsuru olarak değerlendiriyor. Dolayısıyla sürdürülebilirlik, proje aşamasında biraz ikinci planda tutuluyor ve ilerleyen safhalarda gündeme getiriliyor. Halbuki çevresel kaygılar, projenin en başından ele alınması gereken konular. Ayrıca sürdürülebilir unsurlardan gri su toplama sistemleri, güneş enerji sistemleri gibi konuları ve binanın yerleşimi gibi unsurları, daha yaşanabilir bir dünya için uygulamaya çalışıyoruz. Fakat Kadıköy bölgesinde binanın oturacağı yön bile belli olduğundan mimar olarak Ahmet Erkurtoğlu’nun son projelerinden birisi / Ofisimes
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=