Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 75. Sayı (Temmuz-Ağustos 2018)

cativecephe.com Çatı ve Cephe / Temmuz-Ağustos 2018 31 oluşan bir cephe yapısı” olarak tanım- lar. Bu tanım, üç ana unsuru kapsa- maktadır: 1) Cephe kaplama yapımı 2) Sınırlayıcı yüzeylerin şeffaflığı ve 3) Boşlukta (cidar) hava akışı. Bu tanımdan yola çıkarak, yapılan çalışmalarda boşluğun, konstrüksiyo- nun ve cam tiplerinin optimum konfi- gürasyonu irdelenmiştir. Şekil 2’de gösterildiği gibi, beş tip havalandırma modu vardır: 1. Dış hava perdesi, çift cidarlı cephe olarak da adlandırılır (DSF - Double-Skin Façade) 2. İç hava penceresi (AFW- Airflow Window) olarak da adlandırılan iç hava perdesi 3. Taze hava beslemeli, (SUP - Supply Window) olarak da adlandırılır 4. Egzoz penceresi (EXH- Exhaust Window) olarak da adlandırılan hava egzozu 5. Açık ve kapalı ısıl tampon bölgesi (buffer zone). Yapı tipi ve HVAC sistemine bağlı olarak çeşitli amaç- lar için kullanılabilir [2] (Loncour 2004, 6-14). Isıl tampon bölgesi ayrıca kanal veya hava boşluğu olarak adlandırılır ve bu boşluk birkaç santimetre ile bir metre arasında değişir. DSF-tipolojileri hakkında kapsamlı literatür Poirazis’te (2004) bulunabilir [3]. Saelens (2005) ayrıca, geleneksel cepheler ile ilgili olarak AFW, DSF ve SUP’un enerji performansını araştır- mıştır [4]. Enerji verimliliği açısından bakıl- dığında Tip 5, (tampon bölge) kışın yüksek termal performansa sahiptir. Tip 3 ve Tip 4 doğal havalandırma için iyi uygulamalardır. Son olarak, Tip 1 ve 2, cam paneller arasında aşırı ısınmayı önlemek ve yaz koşullarında ve güney yönü dışındaki duvarlarda çok az cam kullanılması gibi nedenlerle iç hava kalitesinin ve konforun azal- masıdır. Dolayısıyla problem, sadece enerji verimli, iyi yalıtımlı cepheler yap- mak değil, bunları yaparken, iç hava kalitesi yüksek, doğal ışık alabilen cep- heler tasarlayabilmektir. Bu nedenle, bu çalışmada giydirme cephe sistemi, HVAC sistemiyle entegre edilmiş, hem doğal ışık hem yüksek taze hava oranı ve havalandırma ile iç hava kalitesi artırılmaya çalışılmıştır. Termal ve yapısal analizden önce mevcut cephe sistemlerinin avantaj ve dezavantajlarını özetlemek gerekirse, genel olarak, DSF’lerin en önemli avantajı doğal havalandırma, düşük U değeri (özellikle kış aylarında) ve akus- tik performanstır. Dezavantajları ise, yüksek yatırım maliyeti, yangın güven- liği kısıtlamaları ve kullanılabilir alanın azalmasıdır. Çok cidarlı cephelerin tüm çalışma modlarının avantajlarından yararlanmak için oldukça karmaşık bir cephe tasarımı, motorlu damperler ve otomasyon sistemine ihtiyaç duyul- duğu açıktır. Bunlar tabii ki hem ​yatırım hem de işletme maliyetlerini yükselten önemli faktörlerdir. enerji talebini azaltmak için etkili yol- lardır. Ayrıca, kışın SUP-penceresinin ve yaz aylarında yeterli boşluk havalan- dırması olan DSF’nin kombinasyonu, hem ısıtma hem de soğutma yükünü azaltabilir. Regazzoli’ye [5] göre, 1000 mm’lik boşluk derinliğine sahip çok katlı çift c (Multi-Storey DSF) enerji tüketimi açısından yıllık yüzde 31’lik verimlilik artışı sağlar. PROBLEM Genel olarak cephelerin konfor ve enerji verimliliği açısından iki temel problemi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, cephelerin statik-ölü kabuk olarak tasarlanmaları, buna karşın dış hava koşullarıyla iç konfor taleplerinin sürekli değişmesidir. Örneğin insanlar, kış aylarında daha sıkı giyinip iyi bir yalıtım sağlamak isterken, yazın tam tersine daha az giyinerek serinlemeye çalışır, dolayısıyla “dinamik” bir dav- ranış gösterirler; oysa cepheler, deyim yerindeyse yaz-kış “sıkı giydirilmeye” çalışılmaktadırlar. İkincisi, enerji verimli tasarımlarda (Passive House ve Net-Zero Buildings vb.) çok fazla yalıtım, yetersiz taze hava Şekil 2. Havalandırma modları

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=