Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 79. Sayı (Mart-Nisan 2019)
cativecephe.com Çatı ve Cephe / Mart-Nisan 2019 31 kiyor. Önceleri tek tabakalı çekirdek malzemeden üretilmiş duvarlar varken, zaman içinde bunların performansı beklenen konfor ihtiyacını karşılama- maya başladı. Bir tabaka ısı yalıtımı, bir tabaka ses yalıtımı, bir tabaka su yalıtımı derken duvarlar çok tabakalı, kompozit hale geldiler. Fakat bu kadar çok yalıtım malzemesini tek bir mal- zemenin içine sıkıştırınca bu sefer de yalıtım malzemelerinin çoğu yangın açısından hassas malzemeler olduğun- dan, yangın tehlikesi ortaya çıktı ve entegrasyon problemi baş göstermeye başladı. Yani bunca malzeme kabuğun içine sokuldu, konfor sağlandı ama birini az sağlarken diğerini sağlamakta yetersiz kalındı. Bu da optimizasyonu doğurdu. Günümüzdeki cepheyi opti- mize edilmiş, tüm ihtiyaçları karşılayan bir kılıf olarak algılıyorum. Ona göre de çözmemiz gerekiyor bina kabuğunu... ÇATI VE CEPHE: Bir mimar cephe tasarlarken nelere dikkat etmeli, hangi unsurları göz önünde bulundurmalı? MUSTAFA ÖZGÜNLER: Binadan yatırımcının ya da kullanıcının bek- lentileri çok önemli. Bu da fonksiyon oluyor ve ortaya “her fonksiyona her kabuk olur mu” sorusu çıkıyor. Maa- lesef tabii ki her fonksiyona her kabuk olamıyor. Bir yerde ısı, başka bir yerde akustik öne çıkıyor. Bir kongre salonu- nun dış kabuğu ile bir ofis binası kabu- ğunun, ihtiyaçtan dolayı farklı olması gerekiyor. O yüzden tüm binalar için tek bir kabuk seçeneği savunulamaz. Diğer taraftan bu binaların kullanı- cıları insan olduğu için konfor ihtiyaç- ları da aslında benzer. Mesela termal konfor neredeyse hepsinde aynı. Dola- yısıyla termal konforu sağlayacak yapı detayı da çoğu binada aynı. Yani bir mimarın yapıyı tasarlarken kullanıcı ihtiyaçlarını çok iyi belirlemesi lazım. Konfor ihtiyacı ise mühendislik hesap- larıyla yapılan şeyler aslında. Termal konfor, akustik konfor hesaplarla çözü- lüyor. Ayrıca sıradan bir binaya 50 yıl ömür biçilir; dolayısıyla bina kabuğu- nun 50 yıl dayanabilecek bir yapıya sahip olması lazım. Mimarın bunu da düşünmesi gerek. Aynı zamanda günümüzde maliyet çok önemli. Yaşam döngüsü maliyet analizleri ve sürdürülebilirlik kavramı için de önemli. Atılan taş ürkütülen kuşa değmeli. Dolayısıyla mimar bunların hepsini düşünüp, optimize edip, binayı ve bina kabuğunu öyle tasarlamalı. Tabii binanın formu da çok önemli. Form da doğrudan fonk- siyondan etkileniyor. Form değişince cephede kullandığınız malzemeler de değişiyor. Dolayısıyla bunların hepsi bir bütün olarak düşünülmeli ve bütünsel yaklaşılmalı. ÇATI VE CEPHE: Malzeme seçimi?.. MUSTAFA ÖZGÜNLER: Bazı mimarlar tek tek malzeme seçme taraf- tarı. Bense o gözle bakmıyorum. Mal- zeme seçimi bir bütündür. O yüzden kabuğun içindeki malzemeleri ayrı ayrı düşünmek yerine, o kabuğu tüm mal- zemeleriyle bütün olarak düşünmek gerekiyor. Bütün olarak düşününce tüm ihtiyaçlara optimum çözüm sağ- layacak elemana ulaşılabiliyor. Tüm ihtiyaçlara ayrı ayrı malzeme yerine bütün olarak düşünmek daha iyi. Tabi bu da kompozit yapı elemanını kaçı- nılmaz kılıyor. ÇATI VE CEPHE: Son yıllarda dün- yada cephe ve çatılarda uygulanan yöntem ve sistemler hakkındaki görüş- leriniz nelerdir? MUSTAFA ÖZGÜNLER: İhtiyaçlar- dan dolayı firmalar da artık kompozit yapı malzemeleri üretmeye başladılar. Yani tüm sorunlara cevap veren tek bir ürün arayışı ve kullanımı ağırlık kazandı. İyi de oldu. Çünkü üretici firma, mimarın ayrı ayrı belirlediği malzemeleri birleştirmiş ve tek bir ele- man üretmiş, onun da tüm testlerini yaptırmış oluyor. Dolayısıyla hap gibi, her şeyi çözülmüş kabuklar çoğalmaya başladı. Teknoloji geliştikçe sahada yapılacak işler azalıyor ve yapım süreçleri kısalıyor. Kompozit yapı ele- manlarının modüler siparişleri veri- lip, şantiyeye gelince seri bir şekilde yerlerine yerleştirilmesi bu çağda çok önemli. Yani kompozit ve performansı iyileştirilmiş kabuk elemanlarının oluş- turulması, şantiyede yapılacak işi mini- muma indiriyor. İnşaatlar için büyük bir gelişme. Teknoloji geliştikçe tasarıma kat- kıda bulunuyor, olanakları çoğaltıyor. Eskiden malzeme, tasarımı doğrudan etkiliyor, bağlıyordu. Yani, elde ne kadarlık açıklığı geçen malzeme varsa, açıklık ancak o kadar yapılabiliyordu. Seramik esnek değildi, şimdi eğilebilen seramik bile var. Eğrisel cephe yapmak pek mümkün değildi. Çünkü birçok malzemeyi bükmek büyük bir dertti. Ama şimdi artık hemen hemen her alanda bükülebilir malzemeler çıktı. Tabi bu da binanın formunu çok çeşitli hale getiriyor ve mimarın tasarım yete- neğini güçlendiriyor. Teknoloji tasa- rıma en uygun cepheyi yapıyor. ÇATI VE CEPHE: Geçmişle kıyas- larsanız cephelerdeki değişimle ilgili yorumlarınız ne olabilir? MUSTAFA ÖZGÜNLER: Gelenek- sel mimari ile oluşturulmuş cepheleri kişisel olarak seviyorum. Daha uğraşıl- mış eserler olarak görüyorum. Benim için yerleri ayrı. Taş, yontulup teker
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=