Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 8. Sayı (Mayıs-Haziran 2007)

~ bir mimar; ve cephe Safranbolu'da 'Kim geldi penceresi' diye tabir edilen bir pencere ortaya çıkmıştır. Kapı çaldığı zaman kimin geldiği görülür. Yukarı Fırat Havzası'nda kapı tokmakları kadınlar ve erkekler için ayrı ayrı tasarlanmış. Kadın geldiği zaman tık sesi çıkaran tokmağı çalar, erkek geldiği zaman tok sesi veren tokmağı çalar. Böylece içerideki insan, kadın mı gelmiş erkek mi gelmiş anlar. Ayrıca o tokmakların zarif işlemeleri konuğa gösterilen saygının da bir göstergesidir. Böyle sayısız örneği alt alta koyduğunuz zaman, bunların mimarlığın icadı olmadığını görürsünüz. Bu zengin kültür, mimarlığın yarattığı bir şey değildir. Bu kültür toplumun yarattığı, yaşamın içinden çıkan mimari değerlerdir. Enfes yöre yemeklerinin mucitleri nasıl ki usta aşçılar değil de kuşaktan kuşağa mutfak kültürünü geliştiren halkın birikimleriyse, aynı durum mimarlık için de geçerlidir. Aşçı tabii ki bunu en iyi yapandır ve mimar da tabii ki en iyi yaşama geçirendir ..." Mimarinin dayanakları değişti! "Yakın zamana kadar toplumun yaşama kültürü mimariye yansıyor ve mimariyi belirliyordu. Evler yaşamla bütünleşmişti. Hatta eskiden ev satmak ayıptı; ev satıl30 ÇATI & CEPHE• MAYIS-HAZIRAN / 2007 mazdı ve her ev mutlaka kullanmak için, kullanacak olanın yaşama kültürüne ve istemlerine, tabi ki olanakları da gözetilerek yapılırdı. Fakat son dönemde mimarinin dayanakları değişti. Mimariyi artık pazarlama, arsa rantı ve satış belirliyor. Evler kullanıcısı belli olmadan, satılmak için tasarlanıyor. Bu iki anlayış arasında dağlar kadar fark var. Satmak için tasarlanan evler birbirlerine benzemeye başladı ve insanlar ortak bir ev kültürüne mahkum edildi. Apartman daireleri aynı tip. Bu pazarlama unsurundan dolayı kimsenin alternatifini düşünmediği bir plan tipi, herkesin ev anlayışı haline geldi. Özellikle 1960'Iardan sonra geleneksel evlerin yıkılarak kat karşılığı apartman yapılması yaygınlaştı. Dolayısıyla insanların eski evi yıkarak zenginleştiği, eski ev yıkmanın bir zenginleşme nedeni haline geldiği, tarihten vazgeçerek zenginleşmenin mümkün olabildiği bir düzen içerisinde yaşanmaya başlanılan bir sürece girildi. Bugün sahip olduğu ev, eski eser olarak tescillenmiş insanlar ağlıyor. Kültürel eserin yıkılıp yerine apartman yapılmasına izin verildiği zaman da sevincinden havalara uçuyor. Yani tarihi yok edince dünyalara sahip oluyor; korursa yoksul kalabiliyor. Kültürel yozlaşma da işte bu gibi kaynaklardan besleniyor ..." Piyasa ile imar arasındaki ilişki tasarıma yansıyor __ "Bazı belediyelerin, yapıların dış cephelerinde daha uyumlu bir mimari aramaları haklı nedenlere dayanıyor. Modernleşme adına tarihle bağlarını kopartan ve plansız kentleşmenin ranta dönük arsa normlarıyla ortaya çıkan mimari bu nedenlerle çirkinleşmiştir. Çirkinliğin birinci unsuru zaten mimarı olmayan kaçak yapılaşma. Mimar eli değmeyen kaçak yapılar tabii ki çirkinliğin temel nedenlerinden birisi. Bir başka neden de yapıların yine tek tip apartman şeklinde tasarlanarak inşa edilmesini zorlayan imar ve piyasa kuralları. Piyasa ile imar arasındaki ilişki tasarıma yansıyor. Dolayısıyla birbirine benzeyen, tek tip apartmanlarla bu çirkinlik, kaçak olmayan kesimle de devam ediyor. Kaçak olanla kaçak olmayan kesim arasındaki fark, birinin çarpık bir çirkinlik göstermesi; kaçak olmayanların da cetvelle çizilmiş düzgün bir çirkinlik göstermesidir. Kimliksizdirler, tarihle gelecek arasında bir ilişki kuracak bir tasarıma sahip değillerdir. Ancak bunlar arasında mimarın gerçekten sanat birikimini, çevreyle uyum kaygılarını ve estetik kimlik arayışlarını, tasarladığı cepheye aktardığı örnekler de var. Fakat bu örnekler çirkin çoğunluk arasında kaybolup gidiyor ..." Bazı belediye başkanları, ideolojik görüşleri ile mimari konsept arasında ilişki kurma hevesindeler "Kentlerinin kimlikli yapılaşmasını isteyen bazı belediye başkanları kendilerine verilen yetkileri kullanarak cephe denetimi çabası içine giriyorlar. İyi niyetle bakıldığı zaman bu çabanın yanlış bir çaba olduğunu söylemek mümkün değil. Keşke böyle bir çaba altmış yıl önce başlasaydı ve yasal kuralları daha oturmuş ve gelişkin olsaydı. Fakat bu çaba içerisinde, olmaması gereken eğilimler de ortaya çıkıyor. Bunlardan birincisi, belediye başkanının ideolojik görüşü ile mimari konsept arasında ilişki kurma hevesi. Örneğin Ankara Keçiören Belediyesi... Hiçbir zaman Selçuklu ya da Osmanlı uygarlığına sahip çıkmak, geliştirdik-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=