ile ofis binasının aynı içerikte camlama ile kaplandığını herhangi bir şehrimizin caddelerinde kısa bir yolculuk ile gözlemleyebiliriz. Fonksiyon, bu örnekte olduğu gibi camlamanın yalıtım performansını da belirleyecek etkenlerden biridir. Hastane camlamalarında gün ışığını mekana azami miktarda almak, bu amaca hizmet ederken ise teknolojinin imkan verdiği azami güneş kontrol imkanını da kullanmak gerekmektedir. Ayrıca otel ve konut işlevine sahip binalarda olduğu gibi hastanenin ses yalıtımı talebi de ofis binasından farklı olacaktır. Kısaca bahsedilmesi gereken bir başka konu ise, camlamanın binada kullanıldığı yere özgü güvenlik talepleridir. Camlamalar kullanıldıkları yere (çatı, yerden camlamalar, cam kapılar vb) göre kırıldıklarında ölümcül yaralanmalara sebep olmayacak şekilde tasarlanmalıdırlar. Bu ürünler mutlaka temperli ve/veya !amine cam içeren çözümler oluşturmalıdır. Konunun bütünlüğüne kısaca göz attıktan sonra cephe camlamalarında yalıtım ihtiyaçlarıyla bütünleşik diğer beklentilerin harmanlandığı bir proje özelinde devam etmek faydalı olacaktır. Proje safahatı boyunca tüm bileşenlerin gerek proje müellifi gerekse proje yönetimi tarafından tüm boyutları ile irdelendiği, bizlerin de bu aşamada içinde yer almaktan keyif aldığımız bir proje: Aygaz Genel Merkezi Cephe Yenileme Projesi Binanın kademeli olarak konsollarla dışa doğru genişleyen yapısı alt katlar için güneş kontrol imkanını artırmıştır. Güneşin yükseldiği ve daha fazla enerji yaydığı saatlerde üst katlar bu durumu yoğun olarak hissetmekte, alt katlar ise bahsi geçen konsollarla daha korunaklı bir konumda yer almaktadır. Genel mimari beklentilerle de örtüşmesi sonucu üst katlarda güneş kontrol camları (reflektif) -ISS 430 / Bronz üzeri gümüş kaplamalı-kullanılmıştır. Dış camında güneş kontrol kaplaması ile soğutmaya yönelik tasarruf gerçekleştirilirken, bu katlarda iç camlarda da ısı kontrol kaplamalarının (Low-E) katkısı ile ısı iletim değeri standart çift camlı çözümlerdeki 2,8W/m2K düzeyinden 1,5W/m2K düzeyine çekilmiştir. Konsolların sağladığı gölgelerde daha korunaklı bir konumda olan, yükseklikleri itibariyle daha yatık gelen güneş ışınlarına maruz kalan alt katlarda ise ısı ve güneş kontrol imkanlarını bünyesinde birleştiren, nötral görünümlü -MF 470 / Bronz üzeri çok amaçlı kaplamalı- camlar kullanılmıştır. Söz konusu kaplamalar minimum refleksiyon ile mümkün olan maksimum güneş kontrol imkanını sağlayan, yüksek ışık geçirgenlikli çağdaş mimari beklentileri karşılayan teknolojik çözümlerdir. lsı ve güneş kontrol kaplamalarının yetenekleri arasında güneş kontrolünün yanı sıra ısı iletim değerini aşağıya çekerek ısı kontrolü de yapmak yer almaktadır. Standart çift camlı çözümlerde yukarıda belirttiğimiz gibi 2,8W/m2K düzeyinde olan ısı iletim değeri 1,5W/m2K düzeyine çekilmiştir. Kaplamasız standart bronz camla elde edilebilecek güneş enerjisi toplam geçirgenlik değeri 0,39, gölgeleme katsayısı ise 0,45 düzeyindedir. Projede kullanılan güneş kontrol kaplamaları ile bu değerler üst katlardaki reflektif camlamalarda sırasıyla 0,24 ve 0,20 düzeyine düşürülmüş, alt katlardaki nötral camlamalarda ise göreceli olarak daha az güneş kontrolü ihtiyacı sırasıyla 0,34 ve 0,39 değerleri ile sağlanmıştır. Bu değerlerin iklimlendirme projelerinde soğutma üzerine düşen yükü azaltacağı, cam yüzeyi miktarına bağlı olarak ilk yatırım maliyetlerinde ve işletme maliyetlerinde azımsanmayacak katkılar sağlayacağı açıktır. Gerek güneş gerekse ısı kontrol çözümleri, binanın revize edilen ısıtma ve soğutma sistemlerinde hem ilk yatırım hem de işletme maliyetlerini aşağıya çekmiştir. Proje yürütücüleri genellikle bütçe odaklı bir tutum ile ortalama ürünleri makul fiyatlara almak gibi yaklaşım içinde olmaktadırlar. Ancak yalıtım söz konusu olduğunda yapılacak bir fayda-maliyet analizi, yapı fiziği, iklimlendirme, enerji altyapısı ve nihayet işletme gibi unsurları dikkate aldığımızda aslında dolaylı yönden yapıldığı sanılan tasarrufun gerçekleşmediğini gözler önüne serecektir. Söz konusu projemizde tüm unsurlar ele alınmış ve örnek teşkil edecek çözümler oluşturulmuştur. Proje çalışmalarımız esnasında gündem oluşturan ses yalıtımı, henüz ülkemizin genel imar faaliyetleri içinde bir yer edinememiştir. Yurtdışında yapılacak binaların bulunduğu bölgelerdeki otoyol, raylı sistem, havaalanı gibi gürültü kaynaklarının oluşturduğu gürültü düzeyi ölçümlenmekte, cephe ve bina bazında gerekli ses yalıtımı düzeyleri söz konusu binaların iskan edilmesinde karşılanması gereken bir kriter olarak yer almaktadır. Konaklama tesisi, hastane, konut ve ofis gibi fonksiyonların her biri için belli düzeyleri yakalamak şart koşulmuştur. Ses yalıtımı hususu bu projede göz önüne alınmış, yoğun trafik yükünün olduğu bir bölgede yer alan binanın cephesindeki camlamaların iç camlarında !amine cam kullanılmıştır. Kırıldığında, parçaların dağılmasını engelleyen camların arasındaki birleştirici katman sayesinde kırılmalar sonucu oluşabilecek sorunları ortadan kaldıran bu ürünler, güvenlik kaygılarımıza yeter düzeyde yanıt verdiği gibi ayrıca ses yalıtımına da katkı sağlamaktadır. Projede kullanılan kombinasyon ile (6 mm dış cam + 16 mm + 4/4 !amine iç cam) 38 dB Rw ses yalıtımı sağlanmıştır. Günümüz imkanlarıyla farklı cam kombinasyonları oluşturarak ses yalıtımı düzeyini daha da artırmak mümkündür. Bu kapsamda oluşturduğumuz ses yalıtımı çözümleri tasarımcılara 40-45 dB Rw düzeyinde bir iyileştirme imkanı sunmakta, fonksiyona özel düzeyleri, doğrama ve diğer yalıtım katmanlarındaki yeteneklerle de birleştirerek sağlamaktadır. "- ÇATI & CEPHE• MAYIS-HAZIRAN / 2007 51
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=