Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 81. Sayı (Temmuz-Ağustos 2019)

cativecephe.com Çatı ve Cephe / Temmuz-Ağustos 2019 13 panel CİHAN KALAY / Mimar cihankalay@gmail.com www.cihankalay.com Sakin, Akıllı ve Umutlu Olmalıyız İ ki sayılık bir aradan sonra sizlerle tekrar buluşmanın mutluluğu içinde- yim... Bu yazıya başlamadan önce eski yazılarımda nelerden bahsetmişiz, hatırlamak için geçen yıl yazdıklarımı gözden geçirdim. Hepsini iyi niyetle, katkı verebilmek için ve önemseyerek yazdığımı biliyorum; fakat yazdıklarımı bir arada okuyunca karamsar bir hava içerdiğini de gördüm. 2000’li yıllarda iyi gibi görünen fakat 2010’lu yıllarda gitgide kötüleşen, içinde yaşadığımız ortamdan çıkabilmek için karamsar olmanın hiçbir faydası yok. Sakin, akıllı ve umutlu olmak zorundayız. Akıllı kelimesini, içinde bulu- nulan duruma göre plan yapabilmek ve belirlenmiş planı uygulayabilmek anla- mında kullandım. İçinde bulunduğumuz ekonomik karı- şıklığa kısaca bakacak olursak göreceğiz ki, 2000’li yıllarda iç ve dış ticaret ve sanayi ile ilgili tüm resmi kurumlarda bulunan eğitimli bürokratlar işlerinden uzaklaştırılırken ve yerlerine liyakatsiz insanlar doldurulurken hepimiz sessiz kaldık (Aslında yapılan kötülüğü anlaya- madık). 2010’lu yıllarda, toz duman için- deki yanlışlarla dolu yarışa, nemalanmak amacıyla hepimiz katıldık. “Bana dokun- mayan yılan bin yaşasın” mantığıyla hepimiz sessiz kaldık. Yani içinde bulun- duğumuz ve gitgide kötüleşen ortam için suçlu aramaya gerek yok. Katkı oranı değişse de bu büyük ekonomik buna- lımda hepimizin suçu ve payı var. İçine düştüğümüz bu kötü ekonomik durumun sebeplerini mutlaka araştırmalıyız, irdele- meliyiz ama zamanımızın ve dikkatimizin büyük çoğunluğunu, sıkıntıları nasıl aşa- biliriz, nasıl normalleşebiliriz konusuna vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Az önce söylediğim gibi sakin, akıllı ve umutlu olmalıyız. Neyin, nasıl yapıl- masının uygun olacağı her firma içinde mutlaka tartışılacaktır. Sektörde birbi- rine rakip olan firmaların ortak bir amaç için konuşabilmesi zor görünse de içinde bulunulan ortamda, ürün grupları bir- liklerinde (PANELDER gibi) konuşabil- mek, beklenmeyen faydalar sağlaya- bilir. Lütfen bunu göz ardı etmeyelim. Ekonomik sıkıntılardan çıkabilmenin tek geçerli yolu, hepimizin bildiği gibi satıştan geçer. Yurt içi satış kesinlikle rahatlatır ama panel sektörünün gerçekten rahat- laması sadece yurtdışı satışla gerçekleşe- cektir. Sektördeki birkaç firmanın yurtdı- şına satış yapmakta olduğunu biliyoruz. Yurtdışı satış miktarı olarak önde bulu- nan firmalarımızın yetkililerinin yapmış oldukları satışları, firmaları için yeterli bulmadıklarını, yurtdışı satış için yapma- ları gereken çok şeyler olduğunu düşün- düklerini biliyorum. Bunun yanında sektörde bulunan birkaç firmamızın da yurtdışına panel satmak ile ilgili kilometre yapmışlıklarının olduğunu ve yurtdışında yaşadıklarının çok da olumlu şeyler olma- dığını ve hatta hatırlamak istemedikleri anıları bulunduğunu tahmin ediyorum. Yurtiçine göre yüksek marjlı kazanç ve rahat satış düşüncesi ile çıkılan yurtdı- şında yaşanan kötü anıların ve çekilen büyük zararların, çok fazla konuşulmasa bile çok da büyük olmayan sandviç panel camiamızda yurtdışı satışa bakışı olumsuz etkileyen “ne işin var elin memleketinde, ne dilini anlarız, ne de huyunu” şeklinde özetlenebilecek yorumların doğmasına sebep olduğunu düşünüyorum. Ve bu sözün, bir negatif efsane gibi kulaktan kulağa dolaştığını ve sektörümüzü etki- lediğini (üzülerek) biliyorum. Bu konu- daki bilgilerimin çoğunu, yurtdışında satış yapmaya çalıştığım yabancılardan dinleyerek edindim. Yurtdışı satışı, yurtiçi satışa göre çok daha rahat ve kolay olduğuna inandığımı belirtmek isterim. Sahip olmanız gereken tek şey DOĞRULUK. Yani, söyledikle- riniz ile yaptıklarınızın birbirini tutması. Yabancılar genellikle nasıl bir ürüne ihti- yaçları olduğunu biliyorlar ve size istedik- leri ürünün özelliklerini belirterek talepte bulunuyorlar. Sizin yapmanız gereken ilk şey, talep edilen o ürünü istenilen özelliklerde üretip, üretemeyeceğinize karar vermeniz. Yapmanız gereken şeyse doğruyu söylemeniz. Söyledikleriniz ile yaptıklarınızın birbirini tutmasını en iyi anlatan kavram, “KALİTE”. Sonuçta, yurtdışı satış için sahip olmanız gereken tek şey kalite. Kaliteden benim anladığım, üretmekte olduğunuz ürünün özeliklerini doğru anlatmanız; üretmekte olduğumuz ürünün çok iyi özelliklere sahip olması değil. Ürünün özellikleri ne ise onu anlat- mamız. Yurtdışına satabilmek ve daha çok satabilmek için olumsuz bir hava içinde olmaya kesinlikle gerek yok. Eğer, anlat- tığınız ürününüzün özellikleri müşterinizin ihtiyacını sağlıyorsa çok büyük olasılıkla siz satacaksınız. Ne güzel ki ve henüz yurtdışında genellikle diğer rakiplerin satış fiyatları bize göre yüksek.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=