Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 82. Sayı (Eylül-Ekim 2019)
cativecephe.com Çatı ve Cephe / Eylül-Ekim 2019 17 demişlerdi ve kullanabileceğimiz isim ve amblemin formatlarını yollamışlardı. Hemen sağ üstte bizim firma ismimiz ve sol üstünde de Almanların adı ve logosu olan bir kutu kartvizit bastırtmış- tım. Yeni kartvizitimi elime aldığımda, “Gökdelen” inşaatını, firmamın adını vermeden, sadece Alman firmanın adını vererek aramış ve sonuçta tüm kapılar açılmıştı. Böylece birkaç görüşme sonra- sında firmam için inanılmaz büyüklükteki iş bağlanmıştı. Birkaç gün sonra gökdelen inşaatlarını yapan firmadan aramışlar ve “Yüksek yapılarda, giydirme cephelerde yalıtımla ilgili oluşabilecek problemler ve çözüm- leri” konulu toplantının bir hafta sonra yapılacağını söylemiş ve eklemişlerdi, “Yalıtım konusunun uzmanı bir Alman firması olarak bizleri bu konuda aydın- latmanızı bekliyoruz.” Hiçbir rahatsızlık hissetmemiştim çünkü ben de Almanların bilgi birikimine ve tecrübelerine güveni- yordum. Toplantının konusunu, tarihini ve bizden ne beklendiğini, dilimin döndü- ğünce (İngilizce) Almanlara anlatmıştım. Almanlar da benden tüm inşaatın uygu- lama detaylarını istemişlerdi. İnşaat şir- ketinin ve giydirme cepheyi uygulayacak şirketin, poliüretan üretimlerle ilgili bize verdikleri detayları yollamıştım. Alman- lar, verdiğim detayların, konunun bütü- nünü yorumlamak için yeterli olmadığını söylemiş ve tüm projeyi istemişlerdi. Ban- kanın inşaat grubu ise projeleri kendile- rinin veremeyeceğini, inşaat şirketinden alabileceğimi bildirmişledi. İnşaat şirketi ve giydirme cepheyi yapanlar, detayların kesinlikle verilemeyeceğini, rakiplerinin eline geçmesini istemediklerini anlatmış- lardı. “Sizin elinizde yüzlerce farklı detay var, aslında biz sizden istemeliyiz” diye de ilave etmişlerdi. Ben de Almanlara binaların bitmiş halinin perspektif görüntülerini yollamış ve bu binalara benzeyen uygulanmış bir bina seçmelerini ve bilgilerini bize “lüt- fen” yollamalarını rica etmiştim. Fakat “Bahsettiğiniz özelliklerde birbirinden çok farklı yüzlerce bina var; bize bilgi verme- niz gerekiyor” karşılığı gelince Alman- lardan herhangi bir bilgi alamayacağımı anlamıştım. Aklıma, mezun olduğum okul, İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi gelmişti. Okulda eği- timini yurtdışında yapmış veya Ame- rika’dan yeni dönmüş hocalar vardı. Ayrıca, Milli Kütüphane ve O.D.T.Ü. kütüphanesi ile kıyaslanmayacak kadar küçük olsa da Taşkışla kütüphanemiz de fena sayılmazdı. Ertesi gün yapılacak toplantının stresi ile ve son umutla, koşa- rak Taşkışla’ya gitmiştim. Hocalarımdan hiçbir şey bulamamıştım ama bazıları konuyu çok önemsediklerini ve elimdeki projeleri mutlaka kendilerine iletmemi beklediklerini anlatmışlar ve beni kütüp- haneye yönlendirmişlerdi. Kütüphanede önceden tanıdığım, iyi niyetli bir memur arkadaş faydalı olabilmek için çok uğraş- mıştı. Son beş yıldır yurtdışından gelen periyodik yayınların gelmediğini öğren- miştim. Eskilere bakmış ama hiçbir şey bulamamıştım. Ertesi gün ise inşaat şirketinde, proje müdürünün yönetiminde toplantıya katılmıştım. Toplantıya, bankanın inşaat yetkilileri, inşaat şirketinin ve giydirme cepheyi yapanların yetkilileri, Alman yalıtım firması olarak ben, bir İngiliz danışmanlık şirketi ve kim olduklarını anlamadığım iki ayrı gruptan olmak üzere yaklaşık yirmi kişi katılmıştı. Proje müdürü masada oturan kişilere şöyle bir baktıktan sonra, İngiliz bir adamı göste- rerek, “Sizinle başlayalım. Herkes oturuş sırasına göre, konuyla ilgili ne biliyorsa, ne düşünüyorsa anlatsın. Biz de öğrene- lim” diye espri yaparak toplantıyı baş- latmıştı. İlk söz verilen İngiliz’in hemen yanında ama ters tarafında oturduğum için yaklaşık yirmi kişi konuştuktan sonra söz sırası bana geldiğinde, oldukça az bilgimin olduğu konuyu çok iyi öğrenmiş ve rahatlamış haldeydim. Sonuçta herkes gülümseyerek, mutlu ve tatmin olmuş şekilde toplantıdan ayrılmıştı. Bu arada, okumaktan gurur duydu- ğum İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi’nin kali- tesinden hiçbir zaman şüphe duymadı- ğımı, toplantı öncesi, panik içinde, birkaç saatlik koşturmamda olumlu sonuç ala- mamamın benden veya doğru hocalarla karşılaşamamamdan kaynaklandığını düşündüğümü belirtmek isterim. Birileri, üniversitelerimizin değer kaybetmesi için büyük çabalar sarf etse de, üniversitele- rimizin dünya kalite sıralamasında tekrar yükselişe geçeceğine ve çok üstlere çıka- cağına inanıyorum. Bu süreç umarım çok uzun sürmez. Ayrıca sektörde çalışan (her yaştan genç) arkadaşlardan, eski veya yeni, önemsedikleri anılarını bana iletmelerini rica edeceğim. Birlikte, farklı bir sinerji oluşturabileceğimizi düşünü- yorum.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=