Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 85. Sayı (Nisan-Mayıs-Haziran 2020)

Çatı ve Cephe / Nisan-Mayıs-Haziran 2020 27 cativecephe.com Peki yeşil çatıların, kentleşmenin insan üzerinde etkisini azaltmaya kat- kısı var mı? Doğal yaşam yeşil çatılarla mümkün Doğadan uzak, sıkışık, beton yığın- ları içindeki kent yaşamının, insanın üzerinde fiziksel ve psikolojik etkileri çok. Yaşamı ancak otoban kenarlarında görebildiği yeşil alanlarla sınırlı hale gelen şehirli insanın, doğal bir ortamda bulunmaya ve rahatlamaya ihtiyacı var. Yapılan araştırmalar, doğa içinde vakit geçirmenin stres hormanları üzerinde olumlu etkisi olduğunu söylüyor. Türki- ye’de, yeşil çatılar sıklıkla çok katlı konut yapılarının toprakaltı otoparklarının üstündeki dolaşılabilir sıfır katında kar- şımıza çıkıyor. Bu anlamda, sıkışık kent- leşmede nitelikli yeşil alanlar sunan yeşil çatıların, insan yaşamına direk dahil ola- bildiğini ve doğayla bütünleşme ihtiya- cını doyurabildiğini söyleyebiliriz. Ayrıca tozsuz, bol oksijenli, daha sağlıklı ve yaz aylarında daha serin yaşam alanlarına imkân veren yeşil çatılar, fiziksel sağlığa da olumlu etkiler yapıyor. İnsanların artık yeşil çatıları kentsel tarım alanı veya hobi bahçesi olarak görmeye başlaması da yakın zamanda duymaya alışacağımız konulardan biri olacak. Bunun yanında yeşil çatıların çevresel etkileri de oldukça fazla; Kentlerdeki beton ve asfalt gibi gri yüzeylerin aşırı ısınması ve bu ısıyı geri yansıtmasından kaynaklanan ısı adası etkisinde, kentler kırsal kesime kıyasla 3-4 derece daha ısınıyor. Yeşil çatıların, uygulandığı bölgelerdeki mikro klimaya soğutma etkisi sağladığı ölçümlerle tes- pit edilebiliyor. Seçilen sisteme göre %90’a kadar çıkan yağmur suyu tutma kapasitesi ve fazla suyu yavaş drene edebilme özel- liğiyle, şehirlerdeki en büyük çevresel felaketlerden biri olan sel baskınlarını da önlemeye yardımcı oluyor. Binaların günümüzde toplam kar- bon emisyonunda %33’lük, enerji har- camalarında %40’lık, toplam elektrik enerjisi sarfiyatında %70’lik ciddi rolünü göz önünde bulundurursak, çevresel etkilere karşı kalkan vazifesi gören yeşil çatıların, bina kabuğunda yer almasının önemini de bir kez daha vurgulayabiliriz. %50’ye kadar ısı tasarrufu ile yeşil çatılar enerji kaynaklarının korunumuna katkı sağlıyor. Bu çerçevede, binalarının çevre etkisini azaltan ve yapılara işlev, estetik katan yapıların katma değeri diyebiliriz. Orta gelir grubunun hayatına girmeli Türkiye’de ilk yıllar prestij unsuru olarak görülen yeşil çatılar, ticari yapı uygulamalarıyla başladı. Bu trendin yavaş yavaş kırılmaya başladığını ve rezidans konutlarda da tercih edilmeye başlandığını görüyoruz. Tabi burada yapı üreticilerinin yine ticari kaygıları var. (konutun değerini artırma vb.) Fakat kullanıcılar da artık yeşil alanları bol yapıları tercih eder hale geldiler. Örne- ğin, kullanıcı konut satın alırken, ailesi ve çocuklarının vakit geçirebileceği nitelikli yeşil alanının olması kriterini ön sıralara almaya başladı. Çevreye ve insana kat- kısı boyutunda algılanması, yaygınlaş- ması için sevindirici bir durum bu. Ayrıca, günümüzde yeşil çatılar LEED, BREEAM gibi sertifikaların kapsa- dığı yeşil binaların da yaygınlaşmasıyla daha sık uygulanır hale geldi. Her şeye rağmen, yapı sektöründe çevre koruma bilinci, sektör paydaşları- nın halen mutabık kalamadığı bir konu. Gerçekçi bir hedef için öncelikle, yeşil çatıların orta gelir grubunun hayatına girmesi gerekiyor. Bunun için de bilinç- lenmenin yaygınlaşması ve insanların bunu doğal olarak talep etmesi önemli. Bu aşamadan sonra, Türkiye için en

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=