Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 87. Sayı (Ekim-Kasım-Aralık 2020)
cativecephe.com 24 Çatı ve Cephe / Ekim-Kasım-Aralık 2020 sağlayacak ihtiyaçlarına önem vermesi gerektiğiydi. Unilever bu işi o yıllarda da gayet iyi yapıyordu...” İKİ SENE BİR BAHARAT FİRMASINDA ÇALIŞTIM “Altı aylık Unilever tecrübemin ardından, bir arkadaşımın daveti üze- rine Bağdat Baharat firmasına geçmiş- tim. Firmada bir atılım yapılması düşü- nülüyordu. Hedef, dönemin büyük mar- ket zincirleri, resmi kurumların kantin ve marketleri ile restoranlar gibi büyük ölçekli alım yapabilecek yerlerdi. Ben de bu işi yönetecektim. Netice itiba- riyle işler yolunda gitti ve 1-1,5 yıl içinde Bağdat Baharat’ın satış ekibinin başına Ticaret Müdürü olarak getirildim. Bir aile şirketi olan Bağdat Baharat’ta “çıp- lak maliyeti”, adaleti ve çalışan memnu- niyetinin ne demek olduğunu öğrendim diyebilirim. Güzel bir dönemdi, bilgisa- yar sistemleri kurulup, otomatik maki- nelerle dolum yapılmaya çalışılıyordu ki o dönemde Türkiye’de baharat dolumu işi çok ilkel koşullarda, hijyenden yok- sun ortamlarda elle yapılıyordu. Yani ilerici bir projeydi. Fakat bir aile şirketi olduğundan kariyerim açısından daha ileri gidememe riski nedeniyle iki sene- nin ardından ayrılma kararı almıştım...” KAR KIŞ DEMEDEN BİNLERCE KİLOMETRE YOL YAPIYORDUM “Ardından Yaşar Holding’de çalı- şan bir arkadaşımın yönlendirmesiyle DYO’ya iş görüşmesine gitmiştim hemen işe kabul edildim ve DYO İç Ana- dolu Bölge Müdürlüğü’nde Oto Boyaları Grubu’nda çalışmaya başladım. Ankara, Nevşehir, Kayseri, Bayburt, Erzincan ve Erzurum’dan oluşan hattan sorumluy- dum. Kar-kış demeden çok çalışıyor, dönemin Renault Toros markalı araç- larıyla binlerce kilometre yol kat edip müşteri ziyaretleri gerçekleştiriyordum. Şaka bir tarafa, tek başıma kat ettiğim o yollarda çok şarkı besteleyip çok da şiir yazmışlığım, onlarca marketing projesi üretmişliğim vardır. GÖZLERİM DOLMUŞ, GEÇEN 8 SENEYE ÇOK ÜZÜLMÜŞTÜM “Yaşar Holding’in belli aralıklarla İzmir’de organize ettiği çok güçlü bir satış eğitim programı vardı. Mesela hiç unutmuyorum profesyonel iş hayatımın neredeyse 8. senesiydi. Sabah başlayan ve sekiz saat süren bir satış eğitiminin sonunda bana verilen katılım belgesine bakakalmış, çok etkilenmiştim; çünkü 8 saatlik bir eğitim süresinde bana nere- deyse sekiz yılda, hiç eğitim almadan sahada öğrendiğim kadar bilgi akta- rılmıştı. Keşke 8 sene önce biri bana bu dersi verseydi, her şey çok daha farklı olurdu. Gözlerim dolmuş, eğitim almadan geçen o senelere cidden çok üzülmüştüm. Ondan sonraki iş haya- tım boyunca da eğitime çok önem verdim...” “Yaşar Holding’de üçüncü senenin içinde, rakip bir firmanın da kurulma aşamasında, kendi toptancı bayilerimi- zin stoklarını sıfırlayıp, finansal açıdan biraz daha onları rahatlatmaya yönelik bir öneri ve yine bayilerin eğitimine ilişkin geliştirdiğim projenin, incelen- meden reddedilmesi beni çok üzmüş ve ardından istifa ederek işten ayrıl- mıştım...” TEPE ALÇIPAN’DA DOST İNSANLAR TOPLULUĞU OLUŞTURMAYA ÇALIŞTIM “Ardından, 1996 yılında, Türkiye’nin ilk alçı plaka markası, Tepe Alçıpan’ın Genel Müdürü Sayın Mehmet Özay- dın’ın önerisi üzerine Tepe Alçıpan’da Satış, Eğitim ve Pazarlama Yöneticisi olarak işe başladım. Firma, Tepe Gru- bu’nun 46 şirketinden birisiydi. Depart- manda sadece ben vardım. O gün Tür- kiye haritasını bir artı işaretiyle dörde bölüp, üç tane hiç tecrübesi olmayan, bir tane de kıdemli bir arkadaşı işe alıp Türkiye satış ekibini kurmuştum. Hemen ardından, daha önce yapılmış ama tam bir iş toplantısı hüviyetine eri- şememiş bir bayi toplantısı düzenle- miştim. O toplantıda bayilerin davranış, yaşam biçimleri, düşünceleri, tarzları, tavırları gibi birçok gözlemde bulunma fırsatı yakalamıştım. Toplantı sonunda bazı bayilerle yolların ayrılmasına karar vermiştik. Amacım bayilerle kader ortaklığı yapmaktı, yoksa sadece ticari birlikteliğin firmayı ileriye götüreceğine inanmıyordum. Onlarla dost olursak, aynı lokmayı paylaşırsak, aynı şeylere kederlenip, aynı şeylere gülersek bu iş yürürdü. Dost olabilecek insanlar topluluğu oluşturmaya çalıştım. Yıllar içinde de bu amaca ulaştığımı düşü- nüyorum...” SEMİNERLERE VALİLER, KAYMAKAMLAR HATTA KOMUTANLAR BİLE GELİYORDU “1997’de, Eğitim Bölümü Müdürü- müz ile 32 ilde seminer düzenledik. Alçıyla duvar yapımını, tavan yapı- mını, alçının çevreye zarar vermeyen, çok hafif ve sağlıklı bir yapı malzemesi olduğunu anlatıyorduk. Hisseli Harika- lar Kumpanyası gibi bir şeydi. Akşam bir şehirde, sabah başka bir şehirdey- dik. Gittiğimiz şehirde Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası üyelerini, belediye yetkililerini ve müteahhitleri davet ediyorduk. Yoğun bir katılımla gerçekleştirdiğimiz seminerlere vali, kaymakam ve garnizon komutanları bile geliyordu. Tabi şimdi birçok şey değişti, insanlar rezidanslarda, otel- lerde ve konutlarda alçı plaka bölme duvarlarla yaşamaya çok alıştılar. Ama o zamanlar anlatılan şeyler Türkiye için yeni şeylerdi. 1998 yılında ise mimarlık ve inşaat mühendisliği fakültelerinde ciddi eğitim faaliyetlerine başladık. Hem alçıyı anlatıyor hem de uygula- masını gösteriyorduk. Amacımız genç- lere fayda sağlayıp, katkı sunmaktı. Fabrikamızı gezdiriyor, detaylı bilgiler PORTRE & RÖPORTAJ
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=