Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 87. Sayı (Ekim-Kasım-Aralık 2020)
30 Çatı ve Cephe / Ekim-Kasım-Aralık 2020 cativecephe.com TİCARİ VE İNSANİ DOSTLUKLAR BENİM İÇİN HEP ÖNEMLİ OLDU “Savaş Güzelküçük isminin, ( S.GK olarak da bilinir), sektörde bir yere gel- diğini düşünüyorum. Çok çalıştım, çok uğraştım, hep katkı üretmeye gayret ettim. Şanslıydım da; çalıştığım fir- malardaki yönetici veya patronlar da bana fikir üretme ve bunları gerçekleş- tirme fırsatı verdiler. Bu çok önemliydi. “Kimse sen mi patronsun ben mi? Sen mi yöneticisin ben mi?” diye gocun- madı. Bayilerimi de hep dostlarım ola- rak gördüm. Çünkü dost olursak birinci önceliğimiz para olmaz ve birbirimize kenetleniriz. İndirimle iskonto ile prim ile kazanılan hiçbir dostluğun kalıcı olacağını düşünmüyorum. Gizli gizli yapılan, bayiye özel iskonto tabloları gibi örtük rüşvetlerle, başka marka ürün alınırsa yeni ürünleri vermemek ya da proje aktarmamak gibi tehdit- lerle, örnek olsun diye küçük bayileri iptal ederek ne dostluk ne de başarı elde edilebilir. (Ayrıca bu tip durumlar bilindiği üzere rekabet yasalarına da aykırı durum oluşturur). Kalıcı ticari dostluklar, samimiyet, sadakat, adalet ve de ahde vefa ile oluşur, yeni nesillere bunu aktarmak lazım. İŞİ HEP SAHİPLENDİM “Her şirketin kendine özgü bir karakteri vardır. Bu da o şirketi yöne- ten yöneticilerde daha çok hissedi- lir. Çalışanların da şirketi ve markayı yaşamaları ve hissetmeleri gerektiğine inanıyorum. Markayı gördüklerinde bir mutluluk yaşayıp, duygusal açı- dan tüylerinin diken diken olması çok önemli. Ben çalıştığım çoğu firmada bunu hissettim. İşi hep sahiplendim ve katma değer üretmeye çalıştım. Mesai saatlerinin, çok özel bir durum yoksa işi yapmak için fazlasıyla yeterli oldu- ğuna inanıyorum. Dolayısıyla 18:00’den sonra herkesin ailesiyle, eşiyle, dostuyla zaman geçirmesi, özel hayatını sürdür- mesinden yanayım. O vakitler iş hayatı- nın stresinden kafasını sıyırması önemli. Dedikodu ve söylenti bir şirketi içten içe çürütür, yok eder. Çalışanların bu tür şeylerden kaçınmasını öneririm. Çalı- şanlar iş geliştirmeye, eğitime ve ken- dilerini güncellemeye yönelmeliler...” MARKANIN KÜLTÜRÜ DİKKATE ALINMALI “Satış ekiplerinin muhakkak marka- nın kültürüne uygun bir kıyafet içinde olması gerekiyor. Her şirket kendi karakterine uygun bir kıyafet tarzı geliş- tirebilir. Ayrıca bir kravat takılıyorsa, bence gömleğin üst düğmesi açık bıra- kılmamalı. O arada kalmışlık başka bir şeyi tarifliyor. Dolayısıyla çalışanların bu disiplini içlerinde yaşamaları gereki- yor. Tabii ki basın-yayın veya reklamcılık gibi daha özgür meslek grupları var fakat onlar da kendi iç dinamikleriyle hareket ediyorlar. Tek unutulmaması gereken iş ortamının, evimizin oturma odası olmadığını hatırlamak. Şirketin bir karakteri varsa buna göre giyinilir. Şirketin karakterine göre satış ekiple- rinin de bir genel karakter görüntüsü sergilemesi gerektiğini düşünüyorum...” SATIŞ KAYGISI TAŞINMAMALI “Yöneticilerin müşterilerinden korkmaması ve satış kaygısı taşıma- maları gerektiğini düşünüyorum. Satış kaygısı taşındığında fiyat geliştireme- meye ve kazanamamaya başlarsınız. Kazanamadığınız yerde de yatırım, eğitim ve Ar-Ge yapamazsınız. Şirket- lerin muhakkak kazanması gerekiyor. Kazanabilmesi için de yöneticilerin fiyat odağından ziyade satışı nasıl gerçek- leştireceklerini ortaya koymaları şart. Iskontolarla veya fiyat düşürme poli- tikalarıyla satış yapılmaz. Yöneticinin, işin gerektirdiği karlılığı ve kar marjı neyse bunu koruyabilmesi gerekiyor. Kazanırsa ancak o zaman şirket marka- sını bir yere taşıyabilir, eğitim faaliyeti düzenleyebilir, sponsor olabilir, fuara katılabilir, tanıtıma bütçe ayırabilir ve kalifiye elemanla çalışabilir...” MEDİCİ PRENSLİĞİNDEN ÖDÜL “İş hayatım boyunca, “Çatı ve Cephe Başarı Ödülleri kapsamında Yılın Profesyoneli” seçilmem gibi bir- çok gurur yaşadım. Bunlardan birisi ve en önemlisi ise dünyanın en eski prensliği olan İtalyan Medici Prensliği tarafından sunulan ‘Zamansız Liderlik Ödülü’nü Türkiye’den rahmetli İshak Alaton ile birlikte almamdı. Markalaşma ve kreatif inovasyonlar konusunda verilen bu ödüle layık görülmek benim için çok büyük bir gururdu. Ayrıca bu ödülü İshak Alaton ile birlikte paylaşmış olmak bana farklı bir gurur yaşatmıştı...” YENİ HEDEF; DAHA GÜZEL GÜNLERDE, YENİ ÖDÜLLER “Çalıştıkça enerji topluyorum, fikir ürettikçe dinamik kalıyorum, bilgile- rimi ve kendimi sürekli güncelliyo- rum. Yapmak istediğim şeyleri değil, ihtiyaç duyulan, tüketicileri, bayileri ve personelimizi daha mutlu edecek şeyleri planlamayı seviyorum. Sek- törde veya yaşamın içerisinde birile- rine dokunmayı seviyorum. Olmayan şeyleri, olmayacak sürelerde yapmayı seviyorum. İş hayatında futbolda da olduğu gibi düşman olmayı değil rakip olmayı seviyorum. İyi bir Galatasaray- lıyım, Fenerbahçelileri de Beşiktaşlıları da diğer tüm takım taraftarlarını da seviyorum. Sosyal medyada yokum... Hiç ilgimi çekmiyor. Sürekli birileriyle gereksiz iletişim halinde olmak hoşuma gitmiyor. İstediğim kişilerle istediğim miktarda iletişimde olmayı tercih ediyo- rum. Pandemi gibi insanları birbirinden hatta yaşamdan uzaklaştıran dönem- lerin bir an önce bitmesini ve birlikte sohbet edebildiğimiz ve de birlikte çay içebildiğimiz günlerin geri gelmesini diliyorum.” n PORTRE & RÖPORTAJ
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=