Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 9. Sayı (Temmuz-Ağustos 2007)

"Türkiye'de bugün bir cephe mimarlığı sorunuyla karşı karşıyayız denilebilir. Bugünkü kentsel strüktür, büyük ölçüde Avrupa'da Barok dönemden başlayarak geliştirilmiş olan koridor-cadde dediğimiz tipolojiye sahip. Bu, yapının cepheden başka kendisini dışa vuracak hiçbir olanağa sahip olmasına kolay kolay imkan vermez. Bitişik düzen yapılaşmada yapı sadece cephesiyle görünürlük kazanır. Cephe çok önemli bir eleman haline gelir. Yalnız koridor-cadde değil, Türkiye'de ayrık düzen yapılaşma da büyük ölçüde yapıların kitlesel biçimlenmesini sağlamıyor, yine cephe özellikleri bağlamında dikkate alınmalarını gerektiriyor. Sözgelimi, bütün Türkiye kentlerinin yerleşim alanlarının önemli bir parçasını oluşturan konut kesimi ayrık düzendir. Ancak orada da kitle biçimlenmesinden çok, cephe biçimlenmesi ağırlık kazanıyor. Oysa, potansiyel olarak ayrık düzen, kitlesel biçimlenme olanağı verir. Ama Türkiye'de olduğu biçimiyle buna çok fazla olanak olduğunu söyleyemem. Yönetmelikler ve alışkanlıklar buna pek imkan vermiyor. Ve orada da bina tasarımı büyük ölçüde bir cephe mimarisine doğru yönelmek zorunda kalıyor. Bu nedenle Türkiye'de mimarlıkta cephe hayati bir anlam taşıyor. Bu sözlerim, durumun ille de olumlu bir şey olduğunu söylemek anlamına gelmiyor. Yapılar aynı zamanda kitlesel gerçekliklerdir. Yapının tek gerçekliği, tek toplumsal diyalog sağlayacağı yer cephesinden ibaret değil. Ama Türkiye'de büyük ölçüde buna indirgenmek zorunda kaldığı söylenebilir." "Türkiye'de cephelere baktığımda bir rahatsızlık duyuyorum demek istemem; haksızlık olur. Dünyanın hemen her yerinde yapılan mimarlığın önemli bir parçasının kayda değer olmadığını biliyorum. Türkiye'de olup biten de bize özgü çok vahim bir kalitesizlik sayılmamalıdır. Kaldı ki, ortada bir niteliksizlik varsa, bu sadece cepheyle sınırlı da değil. Sadece cephelerin kötülüğü üzerine bir anlatı geliştirmek de mantıksız. Türkiye'de mimarlığın genelde kötü olduğu imajını da vermek asla istemiyorum. Dünyanın her yerinde olduğundan daha fazla bir mimari facialar ortamı yaratmıyoruz, yaratmadık. Türkiye böyle vahim bir mimari açmazla yüz yüze değil. Elimizdeki olanaklar ve hızlı yapı inşa etme zorunluluklarıyla ancak bunlar yapılabilirdi ... " Cephelerin teknik kalitesi "Türkiye'de kentsel mimarlığın çok çok büyük bir yüzdesini oluşturan konut mimarlığını düşük sermayeyle, düşük bilgi birikimiyle, küçük müteahhitle ve hepsinden önemlisi küçük olanaklarla inşa etmek zorunda kaldık. Ülke çok uzun bir dönem kronik sermaye sıkıntısı çekti. Böyle bir ülkede bina inşaatına harcayacağınız para da küçük olur. Bina yapan müteahhit küçük müteahhittir, en fazlası orta müteahhittir. Dolayısıyla, onun kullanabileceği teknik imkan kısıtlıdır. Böyle olunca da mimarinin kalitesinin de, kentsel mimarinin kalitesinin de uzun bir aralıkta çok şahane olmadığını, kentlerimizin bir dönem müteahhit mimarlığı diye aşağılanan bir nitelik kazandığını söyleyebiliriz. Ama ülke 1990'Iardan başlayan hızlı bir değişim sürecine girdi. Dolayısıyla bugün artık biraz önce söylediğim sözler geçerliliklerini ağırlıklı bir biçimde, özellikle istanbul'dan başlayarak yitirdiler. Çünkü artık Türkiye büyük sermaye, büyük müteahhit, büyük inşaat kapasitesi ve dolayısıyla da profesyonel inşaat ve mimarlık hizmetine doğru evrimleşiyor. Teknik eleman kullanımı ve teknik ayrıntı ve donatı kullanımı artıyor. Bu kaçınılmaz olarak yapı kalitesini yükseltiyor. En azından cephelerin teknik kalitesinin yükseldiğini söyleyebilirim. Büyük müteahhit tarafından yapılmış her sitenin iyi mimarlıkla karakterize olduğu iddia edemem. Ama teknik kalite yükseliyor. Türkiye'nin cephe kaplaması diye sadece sıva bildiği bir evreden geliyoruz. Türkiye 1960'Iarın başında betebeyi gördüğü zaman cephede devrim yapıldığını zannediyordu. Geldiğimiz nokta ise kayda değer bir noktadır. Ama bu durum mimari terimlerle aynı derecede olumlu olarak nitelendirilemez. Teknik bağlamda epey bir yol aldık. Tasarımsal kalite ise ayrı bir tartışma başlığı, o başka verilerle tartışılır." Belediyeler genelde "kozmetik" "Yerel yönetimler tarafından son dönemlerde gerçekleştirilen dış cephe rehabilitasyon projelerinin doğru tarafları da var yanlış tarafları da var... Türkiye'de yapılara inşa edildikten sonra bakım yapılmıyor. Yapı inşa edilir ve neredeyse yıkılana kadar bakım görmeden ömrünü tamamlar." ÇAT&I CEPH•ETEMMUZ-AGUSTOS / 2007 29

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=