Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi 90. Sayı (Temmuz-Ağustos-Eylül 2021)

cativecephe.com Çatı ve Cephe / Temmuz-Ağustos-Eylül 2021 23 Yalıtım olarak, AYM kapsamındaki tüm gelişmeleri takip ediyor ve gerekli çalışmalara hızla devam ediyoruz. Bu kap- samda şirket içinde bir Enerji Verimliliği Komitesi oluşturduk. Ürünlerinin tümünde çevresel ürün beyanı (EPD) olan tek yalıtım şirketiyiz. Avrupa’nın 2050 yılı için hedeflediği sıfır atık hedefine şimdiden çok yakınız. Dört ürün grubumuzdan üçünde sıfır atığa ulaştık, birinde ise 2023 itibarıyla ulaşaca- ğız. Enerji ve su tüketimimizi azaltmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Eskişehir’deki fabrikamızın çatısına fotovoltaik kurmak üzere lisansımızı aldık, artık bu tesisimizde yenile- nebilir enerji kullanacağız. A3 ve Kaizen ile sürekli olarak iyileştirme projeleri yapıyoruz. Bu çalışmaları yaparken aynı zamanda tedarikçilerimizin ve sektörümüzün bilinçlenmesini de hedefliyoruz. Çünkü, sektörün bu konudaki farkındalığının artması hem sürdürülebilir bir yaşam hem de yurt dışında rekabet avantajı sağlayacak. Bunu da ülke ekonomisine katkı sunmak adına son derece önemsiyoruz. "Yeşil Mutabakat Devletlerin ve Kredi Kuruluşları- nın Kaynaklarını Temiz Enerji Üretimine ve Üretimi Geliştirecek Teknolojilere Ayırmasını Sağlayabilir" SELÇUK VANLI Austrotherm Türkiye Genel Müdürü A ralık 2019'da Avrupa Birliği Komisyonu tarafından açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakat Çağrısı ile AB, 2030 yılına kadar karbon salınımını yüzde 50 azalt- mayı, 2050 yılında ise karbon nötr olmayı hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak içinse kademeli olarak yeni sektörel kriterleri, iş modellerini ve bazı vergilendirmeleri uygulamaya koymaya hazırlanıyor. Bu Mutabakat yalnızca Avrupa Birliği sınırları içerisindeki faaliyetleri düzenlemekle kalmıyor, AB ile ticaret yapacak ülkelere de bu standartlarla uyumlu hale gelme yükümlü- lüğü getiriyor. Avrupa Birliği, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı. Dolayısıyla bu dönüşüm ve alınacak kararlar Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Küresel ısınma ile mücadelede, karbon salınımının azaltıl- masında enerji sektörü ve bununla birlikte yalıtım sektörü ise özel bir öneme sahip. Global ölçekte sera gazı emisyonlarının üçte ikisinden enerji sektörü sorumlu. TÜİK rakamlarına göre toplam CO₂ emisyonlarının 2019 yılında %34,6'sı elektrik ve ısı üretiminden olmak üzere %87,4'ü enerji sektöründen kaynaklanmıştır. Konutlarda kullanılan enerjiye baktığımızda ise yaklaşık %75’inin ısıtma ve soğutma amaçlı tüketildiğini görüyoruz. Bu enerjinin büyük bir kısmı ise yalıtımsız veya kötü yalıtılmış çatı, temel, dış cephe ve pencereler nedeniyle kaybolmakta ve verimsiz kullanılmaktadır. Bu da atmosfere daha fazla karbondioksit (CO₂), kükürtdioksit (SO₂) gibi sera gazlarının salınmasına neden olmaktadır. Bu atık gazlar dünya sıcak- lığının artmasına neden oluyor. Binalara yapılan ısı yalıtım uygulaması enerji tüketimini düşürdüğünden, dışarıya atılan atık gaz miktarı da azalıyor. Böylece verimli kullanılan enerji, karbon salınımı, küresel ısınma ve iklim krizi ile mücadeleye katkıda bulunuyor. Yeşil Mutabakat Türkiye’nin düşük kar- bonlu üretimi desteklemesi ve enerji verimliliği konusunda hızlı adımlar atması açısından destekleyici olabilir. Bu sayede Türkiye yüksek karbonlu ülkelere göre avantajlı konuma gelerek AB ülkelerine yaptığı ihracatta pazar payını artırabilir. Yine yeşil mutabakat devletlerin ve kredi kuruluşlarının kaynaklarını temiz enerji üretimine ve bu üretimi geliştirecek teknolojilere ayırmasını sağlayabilir. Böylece ülkemizde de sürdürülebilir ve çevre dostu endüstrinin yolu açılır. Yeşil mutabakat fırsatlar kadar bazı riskleri de bera- berinde getiriyor. Eğer Türk şirketleri bu yeni ekonomik sistemde rekabet güçlerini kaybeder ve yeşil dönüşümü gerçekleştiremezlerse pazar paylarını olumsuz etkileyecek karbon vergisi ile karşı karşıya kalabilirler. Bu da maliyet- lerinin ve bununla birlikte mal ve hizmetlerinin fiyatlarının artmasına neden olur. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı bir fırsata dönüştürebilmek için tüm sektörlerin öncelikle bu süreci iyi anlaması ve yorumlaması, iklim değişikliği ile mücadele konusunda dünyada yaşanan gelişmeleri yakından takip etmesi ve beraberinde üretim süreci ve döngülerinde doğru aksiyonlar alması son derece önemli.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=