'Yalıtımla Enerji Faturaları Yarı Yarıya Düşebilir'

Çatı Sanayici ve Ä°ÅŸ Adamları DerneÄŸi (ÇATIDER) Yönetim Kurulu BaÅŸkanı YaÅŸar Åženal, kış aylarında artan enerji faturalarını düÅŸürmenin mümkün olduÄŸunu belirterek, “Çatı insanların kıyafetlerini tamamlayan bir ÅŸapkaya benzer. Isınan hava yükseldiÄŸi için ısı en fazla çatıdan kaçar. Gerekli yalıtım önlemlerini alırsak tükettiÄŸimiz enerjide yüzde 50’ye varan ölçüde tasarruf saÄŸlayabiliriz” dedi.

ÇATIDER Yönetim Kurulu BaÅŸkanı YaÅŸar Åženal, 10-16 Ocak Enerji Tasarrufu Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, kış mevsimiyle birlikte artan ısınma faturalarının tüketici bütçesinde önemli bir yer tuttuÄŸunu belirterek, alınacak önlemlerle tasarruf edilebileceÄŸini söyledi.

Yapı ve çatılarda yalıtım uygulamasının enerji sarfiyatında ciddi oranda azalma saÄŸladığını hatırlatan Åženal, ÅŸunları söyledi: “Çatı insanların kıyafetlerini tamamlayan bir ÅŸapka gibidir. Isınan hava yükselir prensibiyle ısının en fazla kaçış noktası yarattığı bölgelerden birisi çatıdır. TükettiÄŸimiz enerjinin büyük bölümü gerekli önlemler alınmadığı takdirde çatılarda kaybediliyor. Enerji kaynakları sınırlı hatta olmayan bir ülke olarak Türkiye, mevcut enerji tüketiminde de tasarruflu davranmak zorunda. Binayı bir bütün olarak ele alırsak sadece bir bölümünde uygulanan su veya ısı yalıtımı binanın tamamına fayda saÄŸlayamaz. Dolayısıyla çatı da bunun önemli bir parçasıdır, hatta kaybın yaÅŸandığı, tedbirin daha çok alınması gereken bir parçasıdır.

Tüketiciler binalarında standartlara uygun çatı ve cephe yalıtım uygulamalarıyla faturalarında yüzde 50’ye varan tasarruf saÄŸlarken, ülke ekonomisine ve doÄŸaya da katkı sunabilir. Binalarımız, ülkemizde üretilen ve ithal edilen toplam enerji miktarının yüzde 40’ını tüketiyor. Bu tüketimin de yüzde 80’i binanın ısıtma ve soÄŸutulması için harcanıyor. Binalarımızın çatı, temel, dış cephe, pencerelerinde ısı yalıtımı olmadığı için ciddi ölçüde enerji kaynağı (petrol, doÄŸal gaz, kömür) tüketmekteyiz. Ayrıca ÅŸunu da belirtmek gerekir, binaların uzun ömürlü olmasını saÄŸlayan ısı yalıtımı, kısa vadede konutun satış deÄŸerini de artırıyor. ”

"Bölgenin özelliklerine göre yalıtım tercih edilmeli"

Yalıtım uygulamasının bölgelere ve farklı ihtiyaçlara göre deÄŸiÅŸkenlik gösterdiÄŸini, uzman kiÅŸiler tarafından en uygun seçimin yapılması gerektiÄŸini hatırlatan Åženal, ÅŸöyle konuÅŸtu: "Teknolojinin çok hızlı geliÅŸtiÄŸi günümüzde, insanların yaÅŸadığı ortamdaki konfor düzeyinin önemi artıyor. Bu konforu saÄŸlayan en önemli uygulamalar da ısı, su, ses ve yangın yalıtımıdır. Olumsuz hava koÅŸullarından etkilenmemek ve kışın ısıtma yazın ise soÄŸutmada kullanılan enerjinin verimli kullanılmasını saÄŸlamak için doÄŸru ısı yalıtımına ihtiyaç vardır. YaÄŸmur, kar gibi yağışların bina ömrünü kısaltma tehlikesine karşı alacağınız temel önlem, aynı zamanda yaÅŸam alanlarınızı nem, küf ve rutubetten koruyacak olan su yalıtımıdır. Yalıtım uygulamaları sırasında, insan ihtiyaçlarının doÄŸru belirlenmesi çok önemlidir. Ä°stanbul'daki bir binada ihtiyaç duyulan yalıtım uygulamaları, Erzurum gibi daha sert iklim koÅŸullarının hakim olduÄŸu coÄŸrafyalarda ihtiyaç duyulan yalıtım uygulamalarından farklıdır.”

Åženal, aynı bölgede bulunsa bile her bina ve yapının kendine has bir projesi olduÄŸunu vurgulayarak, ÅŸöyle devam etti: “Her binada ayrı ayrı ihtiyacın ne olduÄŸu doÄŸru hesaplanmalıdır. Hedeflenen konforu saÄŸlamanın yolu, bu hesabın ortaya çıkardığı sonuca göre, doÄŸru ürünün, doÄŸru uygulanmasından geçiyor. Yalıtım yapılırken yalıtım malzemesi, aksesuarlar, yan ürünler, baÄŸlantı elemanları, emniyet tedbirleri, iskele, iÅŸçilik gibi giderler yapılır. Yalıtım malzemesinin kalınlığının artırılması malzeme fiyatı dışında diÄŸer giderleri etkiler. Yalıtım malzemesi kalınlık farkı parasal olarak tüm giderler içinde çok küçük bir oranda kalacağı için, doÄŸru kalınlıkta yalıtım malzemesi kullanmak akıllıca olacaktır. Son 8 - 9 yıldan bu yana birçok ilimizde iklim bölgelerine uygun olarak çatı eÄŸimleri artırılmaya ve doÄŸru çatı yalıtımı sistemleri uygulanmaya baÅŸlandı.”

"Gelecek güneÅŸ enerjisinde"

ÇATIDER Yönetim Kurulu BaÅŸkanı YaÅŸar Åženal, ülkemizin çok büyük bir kısmının deÄŸer bakımından güneÅŸ enerji potansiyeli ortalamalarının çok üzerinde sayısal verilere sahip olduÄŸunu belirterek, “Günümüzde kurulu güç seviyesi 6000 megawatt seviyesine ulaÅŸtı. Ülkemiz günde 7,5 saati aÅŸan müthiÅŸ bir güneÅŸlenme süresine sahip. Åžu andaki kurulu güç ve potansiyelimizle beraber dünyadaki kurulu güçler arasında yüzde 2’lik dilimle 12. sırada bulunuyoruz. Yapı bloku içerisinde enerjiyi elde etmek için özel alanlar, tesisler kurmak yerine zaten elveriÅŸli olan yapıların çatı blokları ve cephe kısımları güneÅŸ enerjisi üretmek için en uygun alanlar olarak belirlendi. Bunun içerisinde çatı daha fazla öneme sahip çünkü açısal anlamda daha fazla güneÅŸ ışığını alabilme potansiyeline sahip bir nokta. Konum itibarıyla güneÅŸ ışınlarının daha az temas ettiÄŸi cephelerden de enerji elde etmek mümkündür” dedi.

Mimarların güneÅŸ enerjisine yönelik dönüÅŸümleri tasarımlarında daha fazla dikkate almaları gerektiÄŸini kaydeden Åženal, ÅŸöyle konuÅŸtu: “Güneye dönük çatıların yapılması, mevzuatsal çalışmaların belediyelerle birlikte yapılması zorunlu. Çatıya eklenecek ağırlıkların çatıların statik yüklerine uygun olması ve endüstriyel yapılarda özellikle çatılarda rüzgar basınç hesaplarının yapılması gerekmektedir.

GüneÅŸ enerjisinden elektrik üretiminin yaygın olduÄŸu ülkelerin birçoÄŸunda pazar payının önemli bölümünü artık güneÅŸ enerjisinden elektrik üreten çatıların aldığını görüyoruz. Ülkemizde birçok bölgede özellikle Ä°ç Anadolu ve GüneydoÄŸu Anadolu’da yatırım veya çalışmaya gerek duyulmaksızın mevcut yapı blokları üzerine gerekli düzenlemeler yapılarak, her bir yapıyı güneÅŸten enerji üretir hale getirmek mümkün. GüneÅŸ enerjisi santralleri (GES) gün içerisinde talebin çok olduÄŸu zamanlarda daha çok üretim yaparak ÅŸebekenin beslenmesine katkı saÄŸlar. En az 25 yıllık verimli bir kullanım ömrüne sahip olan GES’ler ilk yatırım maliyetini günümüz koÅŸullarında ortalama 6-7 yılda karşılar. Sonraki 15 yıldan daha uzun bir süre boyunca elektriÄŸin ücretsiz kullanılmasına olanak saÄŸlar.

"Ä°nÅŸaat sektörü sera gazı salımının azalmasında önemli role sahip"

Türkiye’nin de imzaladığı Paris AnlaÅŸması’nın temel amacı dünyanın ortalama yüzey sıcaklığındaki artışı 1,5°C ile sınırlı tutmak, baÅŸarılamazsa 2°C’yi geçmemesi olması için çaba harcamak. Ä°nÅŸaat sektörü sera gazı salımının azalmasında önemli bir rol oynuyor. Tüm dünya sıfır emisyon binalardan bahsediyor. Bir bina yapıldığında 100 sene ayakta kalıyor. EÄŸer binaya iyi yalıtım yapılmazsa onun doÄŸal gaz ve klima yükü artıyor. DoÄŸalgaz kullanımını azaltmanın en iyi yolu yalıtım. Binaların çatılarında güneÅŸ panelleri kullanmak, binanın tükettiÄŸi enerjinin bir kısmını üretebilmesi çok önemli.”
Pasif evler artıyor

ÇATIDER Yönetim Kurulu BaÅŸkanı YaÅŸar Åženal, ülkemizde pasif ev kavramının henüz yeni olmasına raÄŸmen üzerinde durulması ve önem verilmesi gereken kapsamlı bir konu olduÄŸunu belirterek, ÅŸöyle konuÅŸtu:
“Sıfıra yakın enerji tüketimiyle öne çıkan pasif evlerin Türkiye gibi enerji tüketiminde dışa bağımlı ülkelerde daha fazla yaygınlaÅŸması gerekiyor. Ekonomiye ciddi anlamda katkı saÄŸlayacağını da düÅŸünürsek, daha yaÅŸanılabilir bir dünya için pasif evlere geçiÅŸ kaçınılmaz. Pasif Ev ve Sıfır Enerjili Evler konusunda Türkiye henüz yolun çok başında. Türkiye’de yapımı tamamlanan iki adet Pasif Ev Projesi bulunuyor. Bunlardan ilki Gaziantep BüyükÅŸehir Belediyesi Ä°nsan Kaynakları Merkezi, diÄŸeri ise UNDP ve GAP ortaklığında, 1970’lerde inÅŸa edilmiÅŸ bir binanın Pasif Ev standardının EnerPHit kategorisinde renove edilerek Enerji VerimliliÄŸi Daire BaÅŸkanlığının kullanacağı Kuluçka Merkezi’ne dönüÅŸtürülmesi projesi. Bu iki projenin yanında Ankara Etimesgut ilçesinde 250 metrekarelik 3 katlı bir konut üzerinde yapılan tadilat projesinde uygulamalar tamamlandı. Bu proje kapsamında konut kategorisinde Türkiyenin ilk sertifikalı Pasif Evi tamamlanmış oldu. Bu örnekler haricinde tam olarak pasif ev ÅŸeklinde sınıflandırılmayan ancak yapım ve kullanım süreçlerindeki enerji sarfiyatı nedeniyle bio-ev adıyla tanımlanan ve enerji verimliliÄŸi artırılmış yapıları da görmeye baÅŸladık. Bunların tamamı olumlu geliÅŸmeler ve artmasını ümit ediyoruz.

Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı koordinasyonluÄŸunda TSE825 ‘Binalarda Isı Yalıtım Standartı’ bölgesel farklılıkları ve soÄŸutma ihtiyacını da karşılayacak ÅŸekilde güncelleniyor. Yaklaşık sıfır enerjili binalar (NZEB-Near Zero Energy Buildings) kavramı gün geçtikçe önem kazanıyor. Bu noktada sadece kamu binaları deÄŸil yeni yapılacak binalarda da yalıtım sınıfının yüksek olduÄŸu çatı ve cephe güneÅŸ enerjisi, ısı pompaları, verimli aydınlatma uygulamalarının olduÄŸu bütünleÅŸik bina tasarımı gibi yenilikçi projelere öncelik verilmesini bekliyoruz.”

Enerji Kimlik Belgesi’nin önemi

Åženal enerji kimlik bilgisi hakkında ise ÅŸu bilgileri verdi: “Binanıza ait enerji kimlik belgesinde binanızın aylık ve yıllık bazda ne miktarda enerji tükettiÄŸini (kw/h-m2/yıl) görebilirsiniz. Binanıza ait enerji kimliÄŸinde, binanızın bir yılda ürettiÄŸi sera gazı miktarı (CO2/kg-m2) belirtilir. Yani binanızın havayı ne kadar kirlettiÄŸini görebilirsiniz. Enerji VerimliliÄŸi Kanunu gereÄŸi binalarda enerji kimlik belgesi mevcut binalar için 2020 yılı ocak ayına kadar alınması gerekliydi, yeni binalarda ise Ruhsat BaÅŸvurusu ile beraber alınmak zorunda. Resmi olarak yetkilendirilmiÅŸ enerji verimliliÄŸi danışmanlık ÅŸirketleri tarafından verilen bu belgeler A’dan G’ye kadar tasnif edildi. 2011’den önce yapılan binalar için herhangi bir sınıf belgenin alınması yetiyor ancak 2011’den sonra inÅŸa edilen binaların enerji kimlik belgelerinin en az C kategorisinde olması gerekiyor Åžimdi, enerji tüketimini olabildiÄŸince azaltma zamanı.”