20 Mart 2014 | SÖYLEŞİ 49. Sayı (Mart-Nisan 2014)

Alüminyum cephe giydirme sektörünün önemli firmalarından birisi olan Şenyuva Alüminyum'un Genel Müdürü ve Ortağı Taşkın Köse'den Şenyuva'nın hikayesini dinledik. İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü'nü bitirdikten sonra Amerika'da yaptığı işletme yüksek lisansın ardından Şenyuva'da "önlüğü giyip, tezgaha geçen" Köse, alüminyum giydirme cephe sektörünün yakın geçmişine, bugününe ve geleceğine de ışık tutuyor. Köse, "Nereden geldiğimizi iyi bilen bir firmayız. Hedefimiz Şenyuva Alüminyum'un 27 yıldır piyasada oluşmuş olan güven ve itibarını en üst seviyelere çıkarmak" diyor...
“Firmamız, babam İbrahim Köse ve ortağı İlhan Tuğ tarafından 1986 yılında kurulmuş. 1977 yılında ustabaşı olarak babam ve İlhan Bey büyük bir alüminyum firmasında işe başlamışlar. Bu firmada çalıştıkları on yılın ardından da kendi işlerini yapmak amacıyla 200-300 metrekarelik bir atölye açmışlar. Tabii başlarda iş alamamışlar ve bazı sıkıntılar yaşanmış. Dolayısıyla biz nereden geldiğimizi çok iyi bilen bir firmayız. Bir süre sonra, babamların, öncesinde çalıştıkları firmada işini yaptıkları Beytem Han’ın sahibi Zühtü Şenyuva atölyeyi ziyarete gelmiş ve Beytem Han’ın doğramalarını yapmalarını istemiş. Babam ve İlhan Bey de böyle bir durumda kendilerine destek veren Zühtü Bey’in soyadı olan Şenyuva’yı ahde vefa olarak firma ismi olarak seçmişler.” 


Beş yıl yardımcı eleman olarak çalıştım
“Ben ise 16 yıl önce Şenyuva Alüminyum’da çalışmaya başladım. İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü mezunuyum. Amerika’da işletme yüksek lisansı yaptım. Türkiye’ye geldikten sonra babam, pratikte bu işi öğrenmem için önlüğü giyip imalat kısmında tezgaha geçmemi istemişti. Üç yıl imalat, iki yıl da montaj olmak üzere beş yıl ustaların yanında yardımcı eleman olarak çalıştım. Şirkete ilk geldiğim dönemde alüminyum doğrama ağırlıklı çalışılıyorduk. Giydirme cephe sistemleri zaten sektörde çok az sayıda yapılıyordu. Bu beş yıllık imalat ve montaj sürecinde firmanın altyapısındaki eksiklikleri çok iyi gözlemleme imkanı bulmuştum. Teklifler daktilo ile yazılıyordu, şirkette bilgisayar bile yoktu. İmalat çizimleri elle, kağıt üzerine yapılıyordu. Proje müdürü, mimar ve mühendis çalışanımız da yoktu. Hatta şirkete ilk bilgisayarı aldırdığımda babam gereksiz olduğunu düşünüyordu...” 



İbrahim Köse (sol alt köşe) ve yanında gelecekteki ortağı İlhan Tuğ (1977)


CNC makineyi kullanan ilk firmalardan biriyiz
“Pazarlamada çalıştığım dönemlerde alüminyum doğrama sektörünün çok daha fazla gelişemeyeceğini, hatta daralacağını fark ediyordum. PVC doğrama yeni başlamıştı ve oldukça talep görüyordu. Küçük çaplı binalarda alüminyum giydirmeler yapılmaya başlandığı bir dönemdi. Çok fazla bilgi sahibi olmadığımız giydirme cephe alanında ilk projemiz Maltepe’de Çizgi Otomotiv firmasına aitti. Uzun pazarlıklar sonucu, ilk işimiz olması sebebiyle 100 bin dolara kadar inerek işi almıştık. Öyle ki 95 bin dolar maliyeti vardı. Fakat o dönemde cesaretle giydirme cephe sektörüne adım atmamış olsaydık hala alüminyum doğrama imalatı yapan ufak bir atölye olarak kalırdık. Tabi ki ilk başta yaptığımız işlerde bir takım eksiklikler oldu. Bu iş tecrübe işidir. Son 15 yıldır da giydirme cephe ağırlıklı çalışıyoruz ve ciddi tecrübeler edindik. Giydirme cephede rekabet yoğun olduğu için farklılık öne sürmek ve diğer firmalardan bir adım öne geçmek istedik ve makine parkuruna ağırlık verdik. Kompozit panel levha üretiminde CNC makineyi kullanan ilk firmalardan biri olduk. Kalite standartlarımızı yükseltmek için altyapımızı ve makine parkurumuzu güçlendirdik, otomasyonla üretime ağırlık verdik...”


Hala babalara borcumuzu ödüyoruz
“Babam ve İlhan Bey, son 5-6 yıldır müteahhitlik yapıyorlar ve hallerinden çok memnunlar. Alüminyum sektöründe şirketin ilk kurulduğu yıllarda yüzde yüz, hatta projesine göre yüzde iki yüz kârlarla iş yapmaya alışkın olduklarından, son senelerde kârlılık oranları yüzde on mertebelerine kadar düşünce bu işi yapmak istemediklerini söylediler ve Şenyuva Alüminyum’u iki sene önce bana ve İlhan Bey’in oğlu İnan (Tuğ) Bey’e sattılar. Satın alırken firmamızda 16 yıldır çalışan inşaat mühendisi Hakan Bal ve projelendirmeden sorumlu Tuncay Gider arkadaşlarımızı da yüzde 10’ar hissedar olarak ortak yaptık. Şimdi yüzde 40 benim, yüzde 40 İnan Bey’in ve yüzde 10’ar da diğer arkadaşlarımızın olmak üzere bir ortaklık yürütüyoruz ve hala babalara olan borcumuzu düzenli olarak ödüyoruz. Ben pazarlamadan sorumluyum, İnan Bey finans işlerimizi yürütüyor. Hakan Bey ve Tuncay Bey de işin imalat ve şantiye kısımlarından sorumlular...”



Erbil Tower


Büyük çapta projelere imza atıyoruz
“Bu ortaklığımız başladıktan sonra daha büyük çapta projelere imza attık. Mesela Erbil’de, 134 metre yüksekliği ile Kuzey Irak’ın en yüksek binası olan Erbil Empire Tower’ı bitirdik. Erbil’e ilk gittiğimizde küçük projelerle işe başlamıştık. Oradaki daha önce iş yapan firmalardan farklı bir kalite anlayışı getirdiğimiz için 134 metrelik kulede İspanya, İtalya, Portekiz ve Türkiye’den birçok firmanın projeye teklif vermesine karşın bizi tercih ettiler.  Bina 2012 yılının sonunda bitti. Erbil Empire Tower’ın etrafındaki kulelerin işlerini de yapacağız. Kuzey Irak’taki en ciddi projeler bizim imzamızı taşıyor. Ülkemizi orada çok iyi temsil ettik diyebilirim. Emay İnşaat’ın Ataşehir Kentplus projesinin 33 bloğunun tamamının cephesini biz yapmıştık. Emay İnşaat’ın Ataşehir Brandium projesine de teklif verdik. 34 katlı 4 kule ve AVM’den oluşan projenin tamamının cephe işini bize vermek istediklerini ifade ettiler ancak biz devam eden işlerimizden dolayı dört kulenin tamamını yapamayacağımızı, 2 binayı üstlenebileceğimizi belirttik. Bu iki binanın cephesini bitirdik ve teslim ettik. Ardından Özderici Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın yaptığı Maltepe’nin en yüksek binası olan Nuvo Dragos Tower’ı bitirmek üzereyiz. Ayrıca Astoria AVM’nin cam giydirmelerini ve cephelerini yine biz yaptık. Irak başta olmak üzere Cezayir, Romanya, Arnavutluk, Azerbaycan gibi ülkelerde iş yapıyoruz ve gözümüzü yurtdışına çevirdik...”


Kar marjları çok düştü
“Bu iş, çok büyük firma olduğunuzda kontrolün elinizden rahatlıkla çıkabileceği bir iş. Zaman geçtikçe kâr marjları aşağıya indi. Bizim gibi firmalar içinde eminim kimse halinden memnun değildir. Genel giderler yükselirken fiyatlar aynı oranda yükselmedi. Uygulama, çok büyük risklerin olduğu bir alan. Bir taahhüt işine girdiğinizde size maksimum yüzde 10-20 arası avans veriliyor. Satın almalarınızı bu paralarla yapamıyorsunuz, çünkü malzeme maliyetleri ortalama yüzde 65-70 oranında. Aynı düzende projenin ödemelerini alamadığınız da çok oluyor. Eğer birkaç proje sonrası belli bir sermaye yapınız yoksa en küçük bir sarsıntıda çökebiliyorsunuz...”


Sağlam adımlar atıyoruz
“15 yıl önceki fiyatlarla şimdiki fiyatlar arasında neredeyse yarı yarıya fark var. Uygulama sektörü şimdi öyle bir aşamaya geldi ki özellikle nitelikli büyük projelerde kâr marjı yüzde 10 ila maksimum yüzde 15 arasında değişiyor. Ortalama 1,5-2 yıl süren bu projelerde elde edeceğiniz yüzde on, on beşlik kâr, sürenin sonunda alacağınız son ödemenin içinde. Dolayısıyla o zamana kadar işin tüm finansmanını yapmak zorunda kalıyoruz. İşi bitirdikten sonra kesin kabul yapıyorsunuz. Kesin kabulde de genelde müteahhit firmalar işi uzatmak ve ödemeyi geciktirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Sizden bütün teminatlarınız da alınıyor. Yani biz şu anda bir bakıma işverenlerin finansçısı ve kuklası haline geldik. Her müteahhit firmanın işine girmiyoruz, o konuda seçiciyiz. Sektörde kârsız, maliyetine iş alındığı oluyor. Biz hiçbir zaman öyle bir rekabetin içinde olmadık ve olmayacağız. Çünkü bir firma 27 yıl boyunca hayatta kalıyorsa ve hiçbir kredi borcu yoksa o firma sağlam adımlar atıyor demektir. Bizim en büyük övünç kaynağımız budur. Biz kaliteli üretim yapalım, kimseyi arkamızdan kötü konuşturmayalım, kimseye kredi borcumuz olmasın istiyoruz. Bu, en büyük prensibimiz. Dolayısıyla işleri alırken de ona göre firmalarla çalışmaya gayret gösteriyoruz...”



Brandium Ataşehir (üstte)
ve Nuvo Dragos Tower



Schüco ve Çuhadaroğlu’yla çalışıyoruz
“Şu anda alüminyum sistemlerinde dünyanın bir numarası olan Alman Schüco firmasının bayiliğini aldık ve onlarla ilk projemiz olan Erbil Sheraton’ın çalışmalarına başladık. Yurt içinde de Schüco’yla Esas Holding’e ait Maltepe iş merkezi projesinin taahhüdünü gerçekleştiriyoruz. Dört yıldır Çuhadaroğlu firmasıyla da ciddi çalışmalarımız yürüyor ve Çuhadaroğlu’nun en iyi partnerlerinden birisiyiz. Asaş ile de güzel projelere imza attık...” 


Kalifiye eleman sıkıntısı var
“Sektörün en büyük sorunlarından biri de kalifiye eleman sıkıntısı. Kadronuzda sürekli eleman bulunduramıyorsunuz. Çünkü projenin büyüklüğüne göre değişen ihtiyaçlar mevcut. Böyle olunca piyasada belirli montaj ekipleri oluşuyor ve siz de bu ekiplerle çalışmaya başlıyorsunuz. Biz de yüzde 90 oranında hep tanıdığımız montaj ekipleriyle çalışıyoruz. Çok sıkıştığımızda referans ile dışarıdan montaj ekipleri bulma şansımız oluyor. Kalifiye eleman bulmakta herkes gibi biz de sorun yaşıyoruz...” 


Hedefimiz, itibarımızı üst seviyelere çıkarmak
“Arsalar değerli hale geldikçe ve binalar yükseldikçe, cephe sistemleri güvenliğinin en üst düzeyde olması gerekliliği artıyor. İmalat ve uygulama anlamında bizi zorlayacak detaylar ortaya çıkıyor. Burada sistem kalitesi ve dizaynı önem kazanıyor. Projeler zorlaştıkça ve istenen nitelikler yükseldikçe, sizin de uygulamada kullandığınız sistemlerin niteliğinin artması, üst seviyede hizmet alıyor olmanız lazım. Hedefimiz Şenyuva’nın 27 yıldır piyasada oluşturduğu güven ve itibarı en üst seviyelere çıkarmaktır.”

 

---

R E K L A M