25 Ocak 2016 | UYGULAMA 60. Sayı (Ocak-Åžubat 2016)

Türkiye Ofis Geliştirme kategorisinde 2015 Avrupa Gayrimenkul Ödülü'ne de layık görülen Akpalaza İş Merkezi, sürdürülebilir bir A+ ofis binası olarak tasarlanmış...

AKPLAZA İŞ MERKEZİ
Konum: Piyalepaşa, İstanbul
Arsa Alanı: 5.532 m²
Toplam İnşaat Alanı: 50.713,3 m²
Yatırımcı: Mehmet Akdağ, Eyüp Akdağ,
Ahmet Döngel
Geliştirici: Akdağlar İnşaat
Mimari Tasarım: Manço Mimarlık
İç Mimari Tasarım: Manço Mimarlık
(ortak alanlar)
Yüklenici: Akdağlar İnşaat
Proje Başlangıç-Bitiş Tarihi: 2007-2014
İnşaat Başlangıç-Bitiş Tarihi: 2010-2015
Cephe Danışmanı: Erol Zor, Necati Turhan
Yeşil Bina Danışmanı: Mustafa Koç
3D Görseller: Manço Mimarlık
Fotoğraflar: Gürkan Akay

Dolapdere’nin kentsel dönüşümünde atılan önemli adımlardan biri olan Akplaza İş Merkezi, BREEAM sertifikalı, sürdürülebilir bir A+ ofis binası olarak tasarlanmış ve inşa edilmiş. Türkiye Ofis Geliştirme kategorisinde 2015 Avrupa Gayrimenkul Ödülü’ne de layık görülen projenin terkler sonrası arsa alanı yaklaşık 5 bin metrekare. Tasarımda kat planları, farklı kullanıcıların mekan gereksinimlerini karşılayabilmek amacıyla olabildiğince esnek tutulmuş. Yapı, iki adet kolayca bölünebilir dikdörtgen ofis bloğu ve bunları ayıran bir dolaşım ve servis bloğu olarak planlanmış. Binanın tamamı engelli insanlar tarafınca erişilebilir ve kullanılabilir olarak tasarlanmış.

Yapı kabuğu, güneş ışığı ve manzara bakımından farklılıkları malzeme, değişik doku ve geçirgenlikler ile ayrışarak vurgulayan yüzeylerle oluşturulmuş. Bu anlamda mevcut yoğun yapılaşmaya bakan ve sert güneş ışını alan batı cephesi, bant pencere boşluklarının açıldığı dolu bir yüzey. Haliç manzarası ve Yeni Yol Sokağı’na bakan güney ve doğu cepheleri ile süzülmüş gün ışığı alan kuzey cephesi ise saydam yüzeyler olarak tasarlanmış.



Giydirme cephelerin önünde, güneş ışığının yönüne göre yoğunluğu artıp azalarak yapıyı saran, böylelikle yaz aylarında iç mekanlarda istenmeyen aşırı ısınma ve parlamayı önleyen bir güneş kırıcı katman oluşturulmuş. Alüminyum profillerden imal edilen bu güneş kırıcı katman, güneyde yoğun, kuzeyde seyrek olacak şekilde farklı sıklıkta cepheye yayılmış. Bu güneş kırıcıların, bir kediyolu sistemiyle betonarme alınlara ankre edilip, giydirme cepheyle ilişkisi Manço Mimarlık’ın tasarladığı özel detaylarla çözülmüş. Bu kedi yolları aynı zamanda vinç, lift gibi sistemlere gerek kalmadan sürekli olarak cephe bakımına imkan yaratıyor. Orta blok geniş ve 36 metre yüksekliğinde, saydam cam cephe ile örtülü bir atrium çevresinde planlanarak aydınlık ve çevre ile maksimum görsel ilişki sağlayan bir dolaşım hacmi yaratılmış. Bu saydam cephenin de hem iç hem dış yüzeyi yine kediyollarıyla sarılmış.



Güneş kırıcıların konumları, İstanbul’daki güneş açıları ve güneşin en dik geldiği aya göre ayarlanmış. Güneş kırıcılar, yaz aylarında gelen sert güneşi kesecek, kış aylarında gelecek yatık güneşi ise içeri alacak, aynı zamanda insan gözü kotundan tüm dışarısını kesintisiz olarak algılatacak şekilde ayarlanmış. Binanın içinde dolaşıldığında bütün manzara algılanabiliyor. 4 metre kat yüksekliği olduğu için güneş kırıcılar aynı zamanda bir güvenlik parapeti işlevi de görüyorlar. Dışarıdan bakıldığında, camdan yansımaların da etkisiyle güneş kırıcılar, olduklarından çok daha sıkmış gibi algılanabiliyorlar. Kompozit panellerin de ışığı belli oranda yansıtma özelliği olduğu için farklı saatlerde farklı açılardan bakıldığında bambaşka etkiler veren bir cephe oluşturulmuş.



Projede enerji tüketiminin azaltılmasına yönelik olarak, kullanılan camlar da özel. Cephenin en üst bandındaki güneş ışığının daha yoğun olarak geldiği camlar, gölgeleme katsayısı daha yüksek camdan seçilmiş. Isı geçirme katsayısı, gölgeleme katsayısı, saydamlık gibi tüm özellikleri, gerek manzarayı algılamayı en yüksek düzeye çıkartacak, gerekse içerideki soğutma ve ısıtma yüklerini minimuma indirecek şekilde ayarlanmış.

Mimar Ali Manço:
“Yeşil Bir Proje Olarak Kurguladık”



“Projenin oldukça uzun bir öyküsü var... Akdağlar ve Aşçıoğlu gruplarının ortak bir projesi olarak başlayan proje için işverenle ilk olarak 2007 yılında bir araya gelinmişti. En başta yapılacak projenin fonksiyonu bile belli değildi. Tarafımızca yapılan araştırma çalışmaları sonucunda bir ofis projesi yapılması kararlaştırıldı. Proje başladıktan sonra Akdağlar ve Aşçıoğlu ortaklığı ayrıldı ve projenin yönetimi Akdağlar Grubu’na kaldı. Ana yüklenici firma da Akdağlar İnşaat oldu. Proje, tasarım dahil yaklaşık 7 yıllık bir süreç sonunda tamamlandı ve yapının tamamı Temmuz 2015 itibariyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kiralandı”.

“Projenin en önemli özelliklerinden biri de Yeşil Bina olması. Tasarım, BREEAM tarafından sertifikalandırıldı, inşaatın sertifika süreci ise devam ediyor. Biz en başta, henüz sertifika hedefi yokken bile tasarımımızı projenin yeşil bir proje olması üzerine kurgulamıştık. Sonrasında da bu çabaların belgelenmesi için yatırımcıyı sertifika için teşvik ettik. Projenin diğer bir özelliği de engelli dostu olması. Bu, en baştan beri çok önemsediğimiz bir konu oldu. Her yere düzayak ulaşılabilen, rampaları çözülmüş, her katında engelli tuvaleti olan bir yapı tasarladık. Yapı, bir kamu binası olarak kullanılacağı için engelli dostu olması çok daha anlamlı oldu”.

 

---

R E K L A M