
MSGSÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özgünler: "Yerel Kimlik Kayboluyor"![]()
Teknolojik malzemelerin yaygınlaÅŸmasıyla özgün kent kimliklerinin kaybolduÄŸunu vurgulayan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Yapı FiziÄŸi ve Malzeme Bilim Dalı BaÅŸkanı Prof. Dr. Mustafa Özgünler, “Kentlerin kimlikleri maalesef tektipleÅŸiyor” eleÅŸtirisinde bulunuyor. ÇATI VE CEPHE: Cephe, çatı veya bina kabuÄŸu sizin için ne ifade ediyor? MUSTAFA ÖZGÜNLER: Aslında bina cephesi ve kabuÄŸunu, insanları koruyan tek eleman olarak görüyorum. Binayı tasarlarken de ön planda tutulması gereken nokta bu... Binanın asıl var olma sebebi zaten insanın kendini güvende ve konforda hissetme ihtiyacı. Söz konusu güveni ve konforu saÄŸlayan en önemli unsur da “kabuk”. Bin yıllardır bu böyle olmuÅŸ. Çevredeki tehlikelerden, diÄŸer canlılardan uzaklaÅŸma dürtüsü, iklimsel etkilerden korunma, barınma ihtiyacı doÄŸal bir ÅŸey. Dolayısıyla kabuÄŸun öncelikle güvenlik, ardından termal konforu saÄŸlaması lazım. Bununla birlikte su ve akustik konforu da saÄŸlayacak. Tüm bunları saÄŸlayan da düÅŸeyde cephe, yatayda ise çatı. Tabii bu kadar konfor ihtiyacını çözmek için yapının kabuÄŸuna birçok yalıtım malzemesi konulması gerekiyor. Önceleri tek tabakalı çekirdek malzemeden üretilmiÅŸ duvarlar varken, zaman içinde bunların performansı beklenen konfor ihtiyacını karşılamamaya baÅŸladı. Bir tabaka ısı yalıtımı, bir tabaka ses yalıtımı, bir tabaka su yalıtımı derken duvarlar çok tabakalı, kompozit hale geldiler. Fakat bu kadar çok yalıtım malzemesini tek bir malzemenin içine sıkıştırınca bu sefer de yalıtım malzemelerinin çoÄŸu yangın açısından hassas malzemeler olduÄŸundan, yangın tehlikesi ortaya çıktı ve entegrasyon problemi baÅŸ göstermeye baÅŸladı. Yani bunca malzeme kabuÄŸun içine sokuldu, konfor saÄŸlandı ama birini az saÄŸlarken diÄŸerini saÄŸlamakta yetersiz kalındı. Bu da optimizasyonu doÄŸurdu. Günümüzdeki cepheyi optimize edilmiÅŸ, tüm ihtiyaçları karşılayan bir kılıf olarak algılıyorum. Ona göre de çözmemiz gerekiyor bina kabuÄŸunu... ÇATI VE CEPHE: Bir mimar cephe tasarlarken nelere dikkat etmeli, hangi unsurları göz önünde bulundurmalı? MUSTAFA ÖZGÜNLER: Binadan yatırımcının ya da kullanıcının beklentileri çok önemli. Bu da fonksiyon oluyor ve ortaya “her fonksiyona her kabuk olur mu” sorusu çıkıyor. Maalesef tabii ki her fonksiyona her kabuk olamıyor. Bir yerde ısı, baÅŸka bir yerde akustik öne çıkıyor. Bir kongre salonunun dış kabuÄŸu ile bir ofis binası kabuÄŸunun, ihtiyaçtan dolayı farklı olması gerekiyor. O yüzden tüm binalar için tek bir kabuk seçeneÄŸi savunulamaz. DiÄŸer taraftan bu binaların kullanıcıları insan olduÄŸu için konfor ihtiyaçları da aslında benzer. Mesela termal konfor neredeyse hepsinde aynı. Dolayısıyla termal konforu saÄŸlayacak yapı detayı da çoÄŸu binada aynı. Yani bir mimarın yapıyı tasarlarken kullanıcı ihtiyaçlarını çok iyi belirlemesi lazım. Konfor ihtiyacı ise mühendislik hesaplarıyla yapılan ÅŸeyler aslında. Termal konfor, akustik konfor hesaplarla çözülüyor. Ayrıca sıradan bir binaya 50 yıl ömür biçilir; dolayısıyla bina kabuÄŸunun 50 yıl dayanabilecek bir yapıya sahip olması lazım. Mimarın bunu da düÅŸünmesi gerek. Aynı zamanda günümüzde maliyet çok önemli. YaÅŸam döngüsü maliyet analizleri ve sürdürülebilirlik kavramı için de önemli. Atılan taÅŸ ürkütülen kuÅŸa deÄŸmeli. Dolayısıyla mimar bunların hepsini düÅŸünüp, optimize edip, binayı ve bina kabuÄŸunu öyle tasarlamalı. Tabii binanın formu da çok önemli. Form da doÄŸrudan fonksiyondan etkileniyor. Form deÄŸiÅŸince cephede kullandığınız malzemeler de deÄŸiÅŸiyor. Dolayısıyla bunların hepsi bir bütün olarak düÅŸünülmeli ve bütünsel yaklaşılmalı. ÇATI VE CEPHE: Malzeme seçimi?.. MUSTAFA ÖZGÜNLER: Bazı mimarlar tek tek malzeme seçme taraftarı. Bense o gözle bakmıyorum. Malzeme seçimi bir bütündür. O yüzden kabuÄŸun içindeki malzemeleri ayrı ayrı düÅŸünmek yerine, o kabuÄŸu tüm malzemeleriyle bütün olarak düÅŸünmek gerekiyor. Bütün olarak düÅŸününce tüm ihtiyaçlara optimum çözüm saÄŸlayacak elemana ulaşılabiliyor. Tüm ihtiyaçlara ayrı ayrı malzeme yerine bütün olarak düÅŸünmek daha iyi. Tabi bu da kompozit yapı elemanını kaçınılmaz kılıyor. ÇATI VE CEPHE: Son yıllarda dünyada cephe ve çatılarda uygulanan yöntem ve sistemler hakkındaki görüÅŸleriniz nelerdir? MUSTAFA ÖZGÜNLER: Ä°htiyaçlardan dolayı firmalar da artık kompozit yapı malzemeleri üretmeye baÅŸladılar. Yani tüm sorunlara cevap veren tek bir ürün arayışı ve kullanımı ağırlık kazandı. Ä°yi de oldu. Çünkü üretici firma, mimarın ayrı ayrı belirlediÄŸi malzemeleri birleÅŸtirmiÅŸ ve tek bir eleman üretmiÅŸ, onun da tüm testlerini yaptırmış oluyor. Dolayısıyla hap gibi, her ÅŸeyi çözülmüÅŸ kabuklar çoÄŸalmaya baÅŸladı. Teknoloji geliÅŸtikçe sahada yapılacak iÅŸler azalıyor ve yapım süreçleri kısalıyor. Kompozit yapı elemanlarının modüler sipariÅŸleri verilip, ÅŸantiyeye gelince seri bir ÅŸekilde yerlerine yerleÅŸtirilmesi bu çaÄŸda çok önemli. Yani kompozit ve performansı iyileÅŸtirilmiÅŸ kabuk elemanlarının oluÅŸturulması, ÅŸantiyede yapılacak iÅŸi minimuma indiriyor. Ä°nÅŸaatlar için büyük bir geliÅŸme. Teknoloji geliÅŸtikçe tasarıma katkıda bulunuyor, olanakları çoÄŸaltıyor. Eskiden malzeme, tasarımı doÄŸrudan etkiliyor, baÄŸlıyordu. Yani, elde ne kadarlık açıklığı geçen malzeme varsa, açıklık ancak o kadar yapılabiliyordu. Seramik esnek deÄŸildi, ÅŸimdi eÄŸilebilen seramik bile var. EÄŸrisel cephe yapmak pek mümkün deÄŸildi. Çünkü birçok malzemeyi bükmek büyük bir dertti. Ama ÅŸimdi artık hemen hemen her alanda bükülebilir malzemeler çıktı. Tabi bu da binanın formunu çok çeÅŸitli hale getiriyor ve mimarın tasarım yeteneÄŸini güçlendiriyor. Teknoloji tasarıma en uygun cepheyi yapıyor. ÇATI VE CEPHE: GeçmiÅŸle kıyaslarsanız cephelerdeki deÄŸiÅŸimle ilgili yorumlarınız ne olabilir?
MUSTAFA ÖZGÜNLER: Geleneksel mimari ile oluÅŸturulmuÅŸ cepheleri kiÅŸisel olarak seviyorum. Daha uÄŸraşılmış eserler olarak görüyorum. Benim için yerleri ayrı. TaÅŸ, yontulup teker teker dizilip cephe oluÅŸturuluyor ve bence daha deÄŸerli oluyor. Geleneksel malzemeler, insanın en yakınında, ulaÅŸabileceÄŸi ÅŸeylerdi. Bahçede killi toprak varsa, biraz su ve kireçle, alçıyla karıştırıp duvar, cephe üretilebiliyordu. Maliyeti neredeyse sıfırdı. Ve en sürdürülebilir malzeme de onlardı. Åžimdi teknolojinin sunduÄŸu avantajları savunuyoruz ama içine onları kattığımız zaman yapı elemanının geri dönüÅŸümü zorlaşıyor. Dolayısıyla gerçek doÄŸa dostu binalardan uzaklaÅŸtığımızı düÅŸünüyorum. Sanayi devriminden bu zamana kadar geçen sürede doÄŸayı çok unuttuk. Åžimdi de ürettiÄŸimiz malzemeler artık sürdürülebilir, ekolojk, yeÅŸil veya doÄŸa dostu olsun diye çeÅŸitli arayışlara giriyoruz. Malzemeler geliÅŸti, performansları arttı ama biraz doÄŸadan koptuk. Ayrıca aynı performans geleneksel malzemeyle de karşılanabilir miydi, akademik camiada ÅŸimdi bu sorunun cevabı aranıyor. Tabii bunun da bir sınır var. Mesela kerpiç sürdürülebilir bir malzeme ama kerpicin performansını artırmak amacıyla çok sayıda sentetik veya bitümlü malzeme de katılıyorsa o artık kerpiç olmaktan çıkıyor, doÄŸallığını yitiriyor... Ama tabi ki günümüzde sadece geleneksel malzemeyi kullanarak ihtiyaç duyduÄŸumuz yapıların çoÄŸunu yapamayız. O yüzden çaÄŸdaÅŸ malzemeler de kullanmamız lazım. ÇATI VE CEPHE: Gelecekte cephelerde neler olacak? MUSTAFA ÖZGÜNLER: Benim en yakın öngörüm “Otonom Cepheler”. Mesela gelen güneÅŸin ÅŸiddetine göre saydamlık oranı deÄŸiÅŸen, objektifin diyaframı gibi çalışan veya güneÅŸe doÄŸru dönen, karar verebilen, biçim ve açı deÄŸiÅŸtiren, yaÄŸmur yaÄŸarken saçakları uzayan, kendi kendine temizlenen, hareketli cepheler... Ä°htiyaca göre kendini opaklaÅŸtıracak ya da saydamlaÅŸtıracak... Bu tip cepheleri oluÅŸturan malzemelerin bir kısmı halen kullanılıyor ve gün geçtikçe fiyatları ucuzluyor, yaygınlaşıyor. BitkilendirilmiÅŸ çatı ve cephelerin de yaygınlaÅŸacağını düÅŸünüyorum. Fakat onun da bir sınırı var. Çok fazla bitkilendirmenin de handikapları bulunuyor, bakımları zor ve maliyetli olabiliyor. DiÄŸer taraftan cephelerin inceleceÄŸini tahmin ediyorum. Åžimdinin 20-30 santimetre kalınlıktaki duvarları belki 5 santimetre kalınlığa inecek. Bu da, yoÄŸun ÅŸehir dokusunda, yer kazancı dolayısıyla büyük bir avantaj saÄŸlayacak. Kalınlık azalacak ama performans yükselecek. ÇATI VE CEPHE: KiÅŸisel olarak form ve malzeme olarak tercihleriniz ne yönde? MUSTAFA ÖZGÜNLER: Ben doÄŸaldan yanayım. Mesela uzmanlığımın yangın olmasından dolayı biraz da ÅŸakayla karışık, beni hep ahÅŸap düÅŸmanı olarak görürler. Ama ahÅŸabı çok severim. KeÅŸke her yer ahÅŸap olsa. AhÅŸap malzeme, yanmaz denilen birçok malzemeden daha fazla yangına dayanıklı. Fakat bu tabii ki yangın merdiveninin ahÅŸaptan yapılması gerektiÄŸi anlamına gelmiyor. DoÄŸal malzeme kullanımını ya da birleÅŸiminde doÄŸal malzeme olan yapı elemanlarını tercih ediyorum. Ama doÄŸal malzemelerin de maalesef belli sınırları ve ömürleri var. Ä°htiyaç doÄŸal malzeme ile karşılanamıyorsa elbette ki endüstriyel ürün kullanılacak, bu kaçınılmaz... Çağı yansıtan cepheleri beÄŸeniyorum. Yani hangi çaÄŸda yapıldıysa o çaÄŸa uygun cepheler hoÅŸuma gidiyor. Özellikle geçmiÅŸi veya geleceÄŸi taklit eden cepheleri ise beÄŸenmiyorum. 100-150 yıl öncesinin cephe tipini bugünkü teknolojik malzemelerle yeniden taklit etmek pek mantıklı gelmiyor. Çelik bir binaya kemerli pencereler yakışmıyor. DiÄŸer taraftan Zaha Hadid ve Gaudi’nin organik mimarilerini de seviyorum. Yani cephede “uçulabilir”. Uçabilmesi sakıncalı deÄŸil ama tüm fonksiyonel ihtiyaçları da karşılaması gerekiyor. Konfor ihtiyaçları doÄŸal yöntemlerle halledilmiÅŸ binalar da hoÅŸuma gidiyor. Yüksek yapılarda konfor ihtiyaçlarını minimum enerji ile çözmek çok zor. Ama bazı yüksek ve estetik binalarda bu çok güzel baÅŸarılabiliyor. Bir de abartılı derecede büyük yapıları sevmiyorum. Kentsel dönüÅŸüm maalesef buna kapı açtı. 5 katlı binalar yıkılıp 25 katlı binalar dikildi. Bu yaklaşım ÅŸehri de öldürüyor, insanı da öldürüyor. ÇATI VE CEPHE: Bir akademisyen olarak çatı ve cephe sektörünü ve malzeme üreticilerini nasıl görüyorsunuz? Üniversite-Sanayi olarak iliÅŸkileriniz ne düzeyde? MUSTAFA ÖZGÜNLER: Sektör ile üniversitenin hep iç içe olmasını savunanlardanım. Üniversitede maalesef yoÄŸun akademik ortamın içinde pratikten kopuyoruz. Bu akademik çalışma içinde, hiç ÅŸantiye görmemiÅŸ birçok hoca vardır. Bunun çözümü de sektörle beraber çalışmak. Çünkü sektör yaÅŸayan bir organizma. Bunu yapmazsa batar, bir ÅŸeyin doÄŸrusunu bulmazsa yaÅŸayamaz. Akademik hayatta bir ÅŸeyin sonucu olumsuz çıksa da o bir sonuçtur. Ama sektörde olumsuz çıktığı zaman o bir sonuç deÄŸildir, o durum iyileÅŸtirilmeye çalışılır. Dolayısıyla sektörün üniversiteyi, üniversitenin sektörü desteklemesi gerekiyor. Bizde maalesef bu bir dönem kopmuÅŸ. Åžimdi ÅŸimdi özellikle derneklerle, üniversitelere kurulmaya baÅŸlanan tekno kentlerle iÅŸbirlikleri artıyor. Sektör de bu alanda yaptığı masrafların olumlu bir ÅŸekilde geri döndüÄŸünün farkına vardı. Mesela eskiden ufak bir deney yapmaya çalıştığımızda bir ÅŸeye ihtiyacımız olduÄŸu zaman, bir firmadan istediÄŸimizde gelmezdi. Gidip nalburdan alırdık. Bazı malzemelerde hala o zorluÄŸu yaşıyoruz ama çoÄŸu malzeme grubunda, üretici firmaların saÄŸduyuları sayesinde bu durumları aÅŸtık. Ayrıca doktora ve yüksek lisans çalışmalarını sektördeki profesyonellerin yapması da çok daha hoÅŸuma gidiyor. Onlardan güncel sektör bilgilerini öÄŸreniyoruz, onlar da bizden akademik bilgileri öÄŸreniyorlar. Benim çok sevdiÄŸim bir çalışma yöntemi. ÇATI VE CEPHE: Cephe ya da çatıda son dönemde dikkatinizi çeken inovatif malzemeler var mı? MUSTAFA ÖZGÜNLER: Ä°lgimi çeken çok inovatif malzeme olduÄŸunu söyleyemeyeceÄŸim fakat bu anlamda iyi malzemeler de hiç yok deÄŸil. Mesela fotovoltaik panellerle bütünleÅŸtirilmiÅŸ kiremitler, gerektiÄŸinde opaklaÅŸan cam sistemleri, kuÅŸ yuvaları olan kiremit birimleri, yaÄŸmur oluÄŸu ile bütünleÅŸtirilmiÅŸ cephe elemanları son dönemde ilgimi çeken ürünlerden bazıları. ÇATI VE CEPHE: Uzmanlık alanınız olan yangınla ilgili deÄŸerlendirmeleriniz nelerdir? MUSTAFA ÖZGÜNLER: Son yangın yönetmeliÄŸine cephelerle ilgili tanımlar girdi. Fakat o kadar çok yeni ürün ve sistem çıkıyor ki yönetmelik maalesef ÅŸu anda sektörün ilerlediÄŸi hızda ilerlemiyor. Cephe malzemesi alanında bazı büyük firmaların ürünlerinin deneyleri yapılmış ve sertifikaları var. DiÄŸer taraftan bizde daha tam anlamıyla bitmiÅŸ malzeme kullanımı yaygınlaÅŸmadı. Birçok binanın cephesi ÅŸantiyede oluÅŸturuluyor. Dolayısıyla ÅŸantiyede bitmiÅŸ yapı elemanlarının yangın açısından deneyi de yapılamıyor. Åžu anda Türkiye’de sertifikalı iki laboratuvar var. Yangın deneylerini birebir yapıyorlar. Türkiye’deki cephe yangınlarının artmasının sebebi yalıtım malzemelerinin hatalı seçimi. Bazı yalıtım malzemelerinin dünyada birçok yönetmelikle yüksek binalarda kullanımı yasaklanmış durumda. Ama bizde aralara o malzemeler sıkıştırılıyor. DiÄŸer taraftan çekirdek duvarın yanma durumu ÅŸu ana kadar gördüÄŸümüz yangınlarda olmadı. Özellikle ısı yalıtımı malzemesi üreten firmaların yangını da çok dikkate almaları lazım. Alıyorlar tabii ama daha güçleri yetmiyor. Eskiden F sınıfı olan malzemeler ÅŸimdi koyulan takviye malzemelerle C’ye kadar çıktı. Yönetmelikte çok eksik olduÄŸunu söyleyemem ama pratik bilgi eksikliÄŸi çok. ÇoÄŸu insan bu bilgileri tecrübesi olmadığından uygulamıyor. Cephe yangınlarının çoÄŸu da bundan çıkıyor. Bu kapsamda nitelikli eleman yetiÅŸtirme anlamında derneklere ve sektör firmalarına çok iÅŸ düÅŸüyor. Üniversitelerde mimar, mühendis yetiÅŸiyor ama ortada çok usta yok. ÇATI VE CEPHE: Cephenin kente etkisi sizce nedir? MUSTAFA ÖZGÜNLER: Teknoloji ile kentsel kimlik kaybolmaya baÅŸladı. Teknolojik malzemelerin yaygınlaÅŸması bazen kiÅŸiliÄŸin kaybolmasına neden oluyor. Bakıyorsunuz Ä°stanbul’da hangi binalar varsa aynıları Antep’te de var. Londra’dakiyle Adana’daki aynı olunca kentlerin kimlikleri de tektipleÅŸiyor. Çelik ve cam karışımı yüksek binalarda yerel malzeme kullanılmadığı için yerel kimlik kayboluyor. Tamam küreselleÅŸmek önemli ama insan yerel kimlikten bir iÅŸaret de istiyor. Bir de biz eskiyi korumayı hiç beceremiyoruz. Birçok ülkede bu geçerli ama tarihlerini koruyorlar, belli yerlere dokundurtmuyorlar. Ama Türkiye’de her yerde her ÅŸey yapılabiliyor. Ä°lginizi çekebilir... Murat Savcı; "Bu sene, yenilikçilik vizyonumuzun sonucu 3 ayrı ödüle layık görülmek bizleri gururlandırmıştır"Yılın CEO'su Ödülü" sahibi de olarak 3 önemli ödülü evinine taşıyan Ä°zocam Genel Direktörü Murat Savcı dergimizin sorularını yanıtladı.... Havak Ä°ÅŸ GeliÅŸtirme Müdürü Tamer Çalışkan: 'Sky Tunnel Elektrikle Aydınlatma Yapılan Her Yerde Kullanılabilir'Yılın Çatı Sistem BileÅŸeni Ödülü 2024'ü 'Günışığı Aydınlatma Sistemi' ürünüyle kazanan
iklimlendirme sektörünün köklü firmalarından Havak... Alumil Türkiye Pazarlama Koordinatörü Çağdaş Yıldırım: 'SMARTIA Barcode Sınırsız Kişiselleştirme Seçeneği Sağlıyor'SMARTIA M7000 Barcode ile Yılın Cephe Malzemesi Ödülünü kazanan, 60'dan fazla ülkede
32 iştiraki bulunan küresel alüminyum markası Alumil, Türkiy... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.