Sakin, Akıllı ve Umutlu Olmalıyız

CÄ°HAN KALAY / Mimar
cihankalay@gmail.com
www.cihankalay.com

Ä°ki sayılık bir aradan sonra sizlerle tekrar buluÅŸmanın mutluluÄŸu içindeyim... Bu yazıya baÅŸlamadan önce eski yazılarımda nelerden bahsetmiÅŸiz, hatırlamak için geçen yıl yazdıklarımı gözden geçirdim. Hepsini iyi niyetle, katkı verebilmek için ve önemseyerek yazdığımı biliyorum; fakat yazdıklarımı bir arada okuyunca karamsar bir hava içerdiÄŸini de gördüm. 2000’li yıllarda iyi gibi görünen fakat 2010’lu yıllarda gitgide kötüleÅŸen, içinde yaÅŸadığımız ortamdan çıkabilmek için karamsar olmanın hiçbir faydası yok. Sakin, akıllı ve umutlu olmak zorundayız. Akıllı kelimesini, içinde bulunulan duruma göre plan yapabilmek ve belirlenmiÅŸ planı uygulayabilmek anlamında kullandım.

Ä°çinde bulunduÄŸumuz ekonomik karışıklığa kısaca bakacak olursak göreceÄŸiz ki, 2000’li yıllarda iç ve dış ticaret ve sanayi ile ilgili tüm resmi kurumlarda bulunan eÄŸitimli bürokratlar iÅŸlerinden uzaklaÅŸtırılırken ve yerlerine liyakatsiz insanlar doldurulurken hepimiz sessiz kaldık (Aslında yapılan kötülüÄŸü anlayamadık). 2010’lu yıllarda, toz duman içindeki yanlışlarla dolu yarışa, nemalanmak amacıyla hepimiz katıldık. “Bana dokunmayan yılan bin yaÅŸasın” mantığıyla hepimiz sessiz kaldık. Yani içinde bulunduÄŸumuz ve gitgide kötüleÅŸen ortam için suçlu aramaya gerek yok. Katkı oranı deÄŸiÅŸse de bu büyük ekonomik bunalımda hepimizin suçu ve payı var. Ä°çine düÅŸtüÄŸümüz bu kötü ekonomik durumun sebeplerini mutlaka araÅŸtırmalıyız, irdelemeliyiz ama zamanımızın ve dikkatimizin büyük çoÄŸunluÄŸunu, sıkıntıları nasıl aÅŸabiliriz, nasıl normalleÅŸebiliriz konusuna vermemiz gerektiÄŸini düÅŸünüyorum.

Az önce söylediÄŸim gibi sakin, akıllı ve umutlu olmalıyız. Neyin, nasıl yapılmasının uygun olacağı her firma içinde mutlaka tartışılacaktır. Sektörde birbirine rakip olan firmaların ortak bir amaç için konuÅŸabilmesi zor görünse de içinde bulunulan ortamda, ürün grupları birliklerinde (PANELDER gibi) konuÅŸabilmek, beklenmeyen faydalar saÄŸlayabilir. Lütfen bunu göz ardı etmeyelim. Ekonomik sıkıntılardan çıkabilmenin tek geçerli yolu, hepimizin bildiÄŸi gibi satıştan geçer. Yurt içi satış kesinlikle rahatlatır ama panel sektörünün gerçekten rahatlaması sadece yurtdışı satışla gerçekleÅŸecektir. Sektördeki birkaç firmanın yurtdışına satış yapmakta olduÄŸunu biliyoruz. Yurtdışı satış miktarı olarak önde bulunan firmalarımızın yetkililerinin yapmış oldukları satışları, firmaları için yeterli bulmadıklarını, yurtdışı satış için yapmaları gereken çok ÅŸeyler olduÄŸunu düÅŸündüklerini biliyorum. Bunun yanında sektörde bulunan birkaç firmamızın da yurtdışına panel satmak ile ilgili kilometre yapmışlıklarının olduÄŸunu ve yurtdışında yaÅŸadıklarının çok da olumlu ÅŸeyler olmadığını ve hatta hatırlamak istemedikleri anıları bulunduÄŸunu tahmin ediyorum. Yurtiçine göre yüksek marjlı kazanç ve rahat satış düÅŸüncesi ile çıkılan yurtdışında yaÅŸanan kötü anıların ve çekilen büyük zararların, çok fazla konuÅŸulmasa bile çok da büyük olmayan sandviç panel camiamızda yurtdışı satışa bakışı olumsuz etkileyen “ne iÅŸin var elin memleketinde, ne dilini anlarız, ne de huyunu” ÅŸeklinde özetlenebilecek yorumların doÄŸmasına sebep olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Ve bu sözün, bir negatif efsane gibi kulaktan kulaÄŸa dolaÅŸtığını ve sektörümüzü etkilediÄŸini (üzülerek) biliyorum. Bu konudaki bilgilerimin çoÄŸunu, yurtdışında satış yapmaya çalıştığım yabancılardan dinleyerek edindim.

Yurtdışı satışı, yurtiçi satışa göre çok daha rahat ve kolay olduÄŸuna inandığımı belirtmek isterim. Sahip olmanız gereken tek ÅŸey DOÄžRULUK. Yani, söyledikleriniz ile yaptıklarınızın birbirini tutması. Yabancılar genellikle nasıl bir ürüne ihtiyaçları olduÄŸunu biliyorlar ve size istedikleri ürünün özelliklerini belirterek talepte bulunuyorlar. Sizin yapmanız gereken ilk ÅŸey, talep edilen o ürünü istenilen özelliklerde üretip, üretemeyeceÄŸinize karar vermeniz. Yapmanız gereken ÅŸeyse doÄŸruyu söylemeniz. Söyledikleriniz ile yaptıklarınızın birbirini tutmasını en iyi anlatan kavram, “KALÄ°TE”. Sonuçta, yurtdışı satış için sahip olmanız gereken tek ÅŸey kalite. Kaliteden benim anladığım, üretmekte olduÄŸunuz ürünün özeliklerini doÄŸru anlatmanız; üretmekte olduÄŸumuz ürünün çok iyi özelliklere sahip olması deÄŸil. Ürünün özellikleri ne ise onu anlatmamız.

Yurtdışına satabilmek ve daha çok satabilmek için olumsuz bir hava içinde olmaya kesinlikle gerek yok. EÄŸer, anlattığınız ürününüzün özellikleri müÅŸterinizin ihtiyacını saÄŸlıyorsa çok büyük olasılıkla siz satacaksınız. Ne güzel ki ve henüz yurtdışında genellikle diÄŸer rakiplerin satış fiyatları bize göre yüksek.